|
AMATÖR BALIK AVCILIĞI
İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRMELER
Bu açıklamalar (RASTGELE-DER) Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği tarafından hazırlanmış olup, 2004 yılından bu yana KKGM'nin yayınladığı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğlerde, 2008 yılında ise RASTGELE-DER, KAMADER ve SAMADER tarafından yayınlanması sağlanan 2/2 Tebliğ Kitapçığında yer almıştır.
Amatör Balık Avcılığı
Doğal kaynaklardan faydalanmaya yönelik her tür etkinlik, ister istemez bu kaynaklarda az veya çok olumsuz bir etki yaratmakta, yararlanılan kaynakların zarar görmesi, yıpratılması gibi sakıncaları beraberinde getirmektedir. Doğal kaynaklardan yararlanılmasında temel ilke, bu yararlanmanın sürdürülebilir yoğunlukta ve etkide olmasıdır. Bu amaçla ulusal veya uluslararası düzeyde çeşitli örgütler faaliyet göstermekte, kaynakların sürdürülebilirliğine ilişkin ilke ve kurallar getirilmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilirliği alanında en etkin ve yaygın çalışma yapan kuruluş, Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulmuş olan, FAO kısaltması ile bilinen Dünya Gıda ve Tarım Örgütüdür.
FAO’nun en temel stratejisi, SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM adıyla bilinen felsefesini, tüm dünyada uygulanabilir hale getirmektir. FAO’nun balıkçılık alanındaki düzenlemelerini yapan “Balıkçılık Bölümü”, bu felsefeyi “En Az Bir Kere Yavru Verdikten Sonra Balıkları Avlamak “ şeklinde açıklamakta ve Su Ürünleri Avcılığının Sürdürülebilirliği olarak adlandırmaktadır.
Bu temel felsefenin ışığında 24 Eylül 1949 da Roma’da imzalanan antlaşma ile Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) kurulmuş ve her ülkenin kendi kurallarını oluşturması istenmiştir. Bu kapsamda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, ülkemiz için geçerli olan balık avcılığı ile ilgili kuralları, Su Ürünleri Kanunu’nun verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, sürdürülebilir avcılığı sağlamak için TEBLİĞ adı altında, ticari ve amatör balıkçılık için ayrı ayrı hazırlamaktadır.
Balık avcılığı kuralları, FAO’nun da önerisiyle tüm dünyada hedef kitle temsilcilikleriyle iş birliği içinde hazırlanmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da bu doğrultuda tebliğ hazırlama yetkisini, ilgili kamu kuruluşları, bilimsel kuruluşlar ve balıkçı örgütlerinden oluşan kurul vasıtası ile kullanmaktadır.
Amatör avcılığa ilişkin kuralların belirlendiği tebliğ ise konuyla ilgili kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini içeren kurul tarafından hazırlanmaktadır.
Amatör tebliğin uygulanabilir, sürdürülebilir, yaşayan bir tebliğ olmasına çalışılmakta; sadece kuralların belirlenmesi değil, bir ölçüde de amatör balıkçıların bilgilenmesi ve bilinçlenmesi amaçlanmaktadır. Elinizdeki kitapçığın bu bölümü bu amaçla soru - cevap şeklinde hazırlanmıştır.
Denizlerde ve İçsularda Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen
2/2 Numaralı Tebliğ
ile İlgili Açıklayıcı Soru, Yorum ve Bilgiler
Tebliğe neden gerek var?
Denizlerimizde ve iç sularımızdaki doğal yaşam alanlarının korunması, buralarda bulunan su ürünleri kaynaklarımızdan amatörce yararlanılması, sorumlu ve sürdürülebilir avcılık için, amatör balıkçılığın belirli kurallar çerçevesinde yapılması zorunludur. Tebliğ ile bu kurallar belirlenmekte ve duyurulmaktadır.
Bu tebliğ kimler için çıkarılmıştır?
Rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla avcılık faaliyetinde bulunan, avlanırken maddî ve ticarî kazanç gayesi gütmeyen, ülkemiz kara ve karasuları sınırları içinde amatör balık avcılığı faaliyetinde bulunanlar için çıkartılmıştır. Amatör balık avcılığı yapan herkesin bu kurallara uyması zorunludur.
Amatör Balık Avcıları Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ kitapçığı veya tebliğin bir kopyasını av mahallinde yanlarında bulundurmalı mıdır?
Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ Kitapçığı veya tebliğin bir kopyasının av sırasında avcının yanında bulundurulması kurallar gereği zorunlu olmamakla birlikte, yürürlükte olan kuralları içeren tebliğin avcının yanında bulunması avlanma sırasında başvuru kaynağı olacak, avlaklarda yaşanması muhtemel anlaşmazlıkları çözmek için dayanak oluşturacaktır. Bu nedenle amatör avcının yanında bulunmasında fayda vardır.
Tebliği hazırlayan kurul kimlerden oluşmaktadır?
Tebliği hazırlanması ile ilgili görev yapan kurulun yapısı incelendiğinde, konuyla ilgili kamu kuruluşları, bilimsel kuruluşlar ve balıkçı örgütleri olmak üzere üçlü bir yapı olduğu göze çarpmaktadır.
Kamu Kuruluşları; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü), Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü.
Bilimsel Kuruluşlar; TÜBİTAK, OMÜ Sinop Su Ürünleri Fakültesi, İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi, E.Ü. Su Ürünleri Fakültesi, Ç.Ü. Su Ürünleri Fakültesi, F.Ü. Su Ürünleri Fakültesi, K.T.Ü. Deniz Bilimleri Fakültesi, A.Ü. Ziraat Fakültesi, A.Ü. Veteriner Fakültesi, H.Ü. Fen Fakültesi.
Balıkçı Örgütleri; Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği, İstanbul, Marmara, İzmir, Doğu Karadeniz, Mersin, Balıkesir, Çanakkale, Antalya, Muğla, Samsun, Sinop, Adana, Hatay, Tekirdağ Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği.
Amatör Balık Avcılığı Dernekleri.
Balık avcılığı spor mudur?
Doğada dinlenme, huzur bulma amacıyla yapılan balık avcılığına “REKREASYONEL BALIK AVCILIĞI ” denir. Rekreasyonel avcılık, Amatör Balık Avcılığı ve Sportif Balık Avcılığı olarak ikiye ayrılır.
Amatör balık avcılığında esas, elde edilen su ürünlerini satarak ticari menfaat elde etmemek, ihtiyaç olduğu kadar ve belirlenmiş kurallara göre avlanmaktır. Sportif avcılıkta ise belirleyici olan avcının sporcu lisansıdır. Sportif avcılık mutlaka hakem kontrolünde ve bir yarışma sırasında yapılır. Sportif avcılıkta balıklar yenmek için alıkonulmaz, ölçümleri yapıldıktan sonra mutlaka uygun bir şekilde suya geri iade edilir.
Ülkemizde balık avcılığı federasyonu ve kulüpleri olmadığı için, sportif avcılık henüz yoktur. Bu nedenle ülkemizde balık avcılığı sporu yoktur. Ancak sportif avcılık adı ile yapılanlar, sportif ruh ile yapılan amatör avcılıklardır.
Yakaladığımız balık çok büyük. Dünya ya da Türkiye rekoru olabilir mi?
Yakalanan balığın dünya ya da Türkiye rekoru olarak geçerli olabilmesi için, Uluslararası Balık Avcılığı Federasyonunca konulan kurallarla yapılan bir sportif balık avı yarışmasında yakalanması gerekir. Ancak yakalanan balık, sportif anlamda olmayan Guiness rekorları içine, eğer kategorisi uygunsa girebilir.
Balık Boyu (Toplam Boy) Ölçümü neden gereklidir?
Sürdürülebilir avcılık için balıkların en az bir kere döl vermiş olması ana kuralını uygulayabilmek için, balıkların ortalama ilk üreme boylarının bilinmesi gerekir. Balığın yaşını anlamak Amatör Balık Avcısı için zor olduğundan, bu konudaki bilimsel çalışmalardan yararlanılmış ve balıkların hangi yaşta, hangi boyda oldukları tablolar halinde yayınlanmıştır. Bundan yararlanılarak pratik bir yöntem olan balık yaşını boydan tahmin etmek için sınırlamalar, balık boyuna göre yapılmaktadır. Boy limitinin altında kalan balıklar sürdürülebilirliğin sağlanması için mümkün olduğunca incitmeden suya iade edilmelidir.
Suya iade nasıl yapılmalıdır?
Yakalanan balıklar mümkünse sudan kepçe ile alınmalı ve alındıkları suya yakın bir yerde boyları ölçülmelidir. Eğer limit altındaki bir boyda ise balığın ağzına takılan iğne balık örselenmeden çıkarılmalıdır. Bu esnada balığın örselenmemesi ve pullarının dökülmemesi ya da derisi dışındaki sümüksü tabakanın zarar görmemesi için balık ıslak bir bezle tutulmalı veya bu beze yatırılmalıdır. İğne çıkarıldıktan sonra balık karın ve kuyruk altı bölgesinden tutularak suya yavaşça konulmalı, asla fırlatıp atılmamalıdır. Su içerisinde iki elle desteklenen balık, solungaçlarının düzgün çalıştığı görülünce salıverilmelidir. Eğer balığın ağzından iğne çıkarılamıyorsa, bağlı olduğu olta ipi mümkün olduğunca iğneye en yakın yerden kesilerek balık suya salınmalıdır. Salınacak boydaki balığın ağzından iğneyi çıkarmak için balığın dokularına zarar verilmemelidir.
Sayı limiti nedir, neden konur?
Her amatör balıkçının yasal yöntemlerle avlanarak beraberinde götürebileceği en fazla balık sayısıdır. Aşırı avcılığa engel olmak, balık stokunu korumak, balık avcılığını ticari lisans ile yaparak bu yolla geçimini temin edenlere karşı haksız rekabete engel olmak için sayı limiti konulmaktadır.
Zaman Yasağı nedir, neden gereklidir?
Zaman yasağı, su ürünleri avcılığının yasak olduğu tarihleri gösterir. Balık türlerinin üreme zamanları ve bunu etkileyen bölgesel iklim özelliklerine göre, balık avının yasak olduğu zaman aralıkları belirlenmektedir.
Zaman yasaklarına uyulması sürdürülebilir yaşam ve buna bağlı sürdürülebilir balık avcılığı için mutlaka gerekli bir unsurdur. Zaman yasaklarının başlangıç ve bitimini gösteren günler, getirilen düzenlemeye dâhildir.
ARAÇ, GEREÇ VE YÖNTEM TANIMLARI
Amatör avcı ağ kullanabilir mi?
Amatör avcı iç sular ve denizlerde; sadece uzunluğu en fazla 3 metre, yüksekliği en fazla 1 metre, göz açıklığı en fazla 28 milimetre olan ve sadece canlı yem yakalanması amacı ile kullanılan, fanyasız bir uzatma ağı türü olan, Yemlik Uzatma Ağını kullanabilir. Bunun haricinde ağ kullanılamaz.
Denizlerde ise yemlik uzatma ağı ile birlikte; kapalı konumdayken yerden yüksekliği 3 metreyi geçmeyen ve göz açıklığı 28 mm. den büyük olmayan serpme ağ da zaman, boy ve adet/ağırlık limitlerine uyulması şartı ile kullanılabilir.
Tırıvırı nedir, neden yasaktır?
Tırıvırı, Paraşüt ya da katil tor adıyla da bilinmektedir. Bir olta ipi ucuna bağlı olarak kullanılan, çeşitli ebattaki misina ağ parçalarına bir kurşun ağırlık takılarak imal edilmektedir. İnce misinadan imal edilmiş olması nedeniyle bir ilişkene takılınca kolayca kopabilmekte, kopan parçalar yıllarca suda kalıp, doğal yaşama karşı büyük tehdit oluşturmaktadır. Bu haliyle tam bir doğa katili olup, aynı zamanda Amatör Balık Avcılığı ruhunu da yok etmektedir.
Tırıvırı sadece balıklara değil, özellikle akarsularda sular çekildiğinde, daralan su yataklarında veya taşkınlarla kıyıya çıkan dal parçaları üzerinde bu ağa daha önce takılan balıkları yemeye gelen diğer her türden hayvana da zarar vermektedir. Canlıların hiçbir işe yaramaksızın, fark, zaman ve türlerini gözetmeksizin ölümüne neden olmasının yanı sıra, ince misinanın kesme/yaralama özelliği ile birçoğunun sakat kalmalarına yol açmaktadır. Bu nedenlerle kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Sadece bu ağ parçasının değil, tüm sentetik ve doğada yok olması uzun yıllar alacak ürünlerin veya atıkların avlaklara atılmaması, bırakılmaması, hatta görüldüğü yerden alınarak imha edilmesi gerekir. Doğaya bırakılan iki karışlık bir misina parçası bile hayvanların ayaklarına dolanarak sabit bir yere takılması sonucu ölümlerine veya sakat kalmalarına yol açar.
Tırıvırının üretimi, satışı, istihsal yerleri civarında bulundurulması ve su ürünleri avcılığında kullanılması durumunda uygulanması gereken kanuni yaptırımlar nelerdir?
TIRIVIRI, PARAŞÜT veya KATİL TOR adı verilen araca ilişkin üretiminden satışına, bulundurulmasından kullanımına kadar konulan yasaklamaya uyulmaması durumunda gerçekleştirilecek yaptırımlar aşağıdadır.
Su Ürünleri Kanunu’nun Genel Yasaklar, Tahdit ve Mükellefiyetler başlıklı 23. maddesinin (a) bendinde” Su ürünleri istihsalinde kullanılan istihsal vasıtalarının haiz olmaları gereken asgari vasıf ve şartlar ile bunların kullanma usul ve esaslarının yönetmelik ile belirleneceği hükmü yer almaktadır. Su Ürünleri Yönetmeliğinin Genel Yasak, Sınırlama ve Yükümlülükler başlıklı 16. maddesinin son fıkrasında ise; Su ürünleri avcılığını düzenlemek üzere, sağlık, memleket ekonomisi, seyrüsefer, su kirliliği, istihsal yerler, mevsimler, zamanlar, istihsal vasıtaları, avlanma yöntemleri, su ürünlerinin cinsleri, ağırlıkları ve büyüklükleri yönünden yasak, sınırlama ve yükümlülükler Bakanlıkça belirlenerek tebliğ şeklinde Resmi Gazetede ilan edileceği yer almaktadır.
Yönetmelikteki bu düzenlemeye uygun olarak 05.11.2008 tarih ve 27045 Sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen 2/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ Diğer Genel Hükümler başlıklı 42. maddesinin 7. fıkrası ve 2/2 Numaralı Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğin Genel Hususlar başlıklı 14. maddesinin 7. fıkrası gereğince “ Tırıvırı – paraşüt olarak adlandırılan av aracının üretimi, satışı, istihsal yerleri civarında bulundurulması ve su ürünleri avcılığında kullanılması yasaklanmıştır.”
Bu düzenlemeye aykırı hareket edenler hakkında; Su Ürünleri Kanunun’nun Cezalar başlıklı 36. maddesinin (h) bendinin birinci fıkrasında “ 23. maddenin (a) bendi ile (b) bendinin birinci fıkrasına göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenlere, beşyüz milyon lira (500 YTL) idari para cezası verileceği” hükmü bulunmaktadır.
Söz konusu idari para cezası, Maliye Bakanlığınca ilan edilen Yeniden Değerleme oranına göre 2009 yılı 708 YTL olarak uygulanacaktır.
Ayrıca tırıvırının üretimi, satışı, istihsal yerleri civarında bulundurulmasının ve su ürünleri avcılığında kullanılmasının yasaklanmış olması, bu aracın mevsimler ve zamanlar bakımından tamamen yasaklandığı anlamına geldiğinden, aynı maddenin “Aykırılığın bu Kanun’a istinaden bölgeler, mevsimler ve zamanlar bakımından konulacak düzenlemelere uyulmayarak işlenmesi halinde, gemiler haricindeki istihsal vasıtaları da zarp ve mahkemece müsadere edileceği” ni düzenleyen 2. fıkrasındaki hükmün yerine getirilmesi gerekmektedir.
TÜRLER İLE İLGİLİ TANIMLAR
İçsularımızdaki Ekolojik Açıdan Potansiyel Sakıncalı Balıklar sınıfında yer alan Turna, Levrek ya da Gökkuşağı alabalığı ne şekilde potansiyel bir sakınca oluşturmaktadır?
Bu grup içinde yer alan balıklardan Turna ve Levrek aslında ülkemiz doğal türlerinden olmalarına rağmen, içerisinde daha önce bu türler olmayan akarsu ve göllere yetkisiz kişilerce, bilinçsizce bırakılmaktadır. Bu türler baskın türler olduklarından, bırakılan ekolojik ortama da hakim olup, ekonomik değer taşıyan balık stoklarımıza zarar vermekte, hatta tamamen yok edebilmektedir. Bir gölün ya da akarsuyun balıklandırılması bilimsel verilerle ve devletin yetkili kurumları eliyle yapılmalıdır. Bu nedenle, bu türlerin kontrolsüz ve izinsiz olarak iç sulara bırakılması yasaktır.
Gökkuşağı alabalığı ise ülkemiz coğrafyasına ait balık değildir. Aslen kültür balığı olup, havuz ve kafes balıkçılığına uygun olarak geliştirilmiştir. Bu balığın doğal şartlarda yumurtlaması, karın kasları iyi gelişmediğinden yok gibidir. Üremesi insanlar tarafından sağılarak, yetiştiriciliği yapılan işletmelerde gerçekleştirilmektedir. Hastalıklara karşı son derece dayanıklı olarak geliştirilmiş bir türdür. Pek çok balık hastalığı mikrobunu taşımalarına rağmen, dayanıklı bir tür olmaları nedeniyle havuz dışına, göl ve akarsulara bırakıldıklarında diğer balıklar ve özellikle ülkemiz iç sularındaki milli servetimiz olan doğal alabalık türleri için hastalık kaynağıdır. Doğal türlerimiz ise Gökkuşağı alabalıkların taşıdıkları hastalıklara karşı çok hassastır. Ayrıca Gökkuşağı alabalığı doğal türlerin yemlerine ortak olduğu gibi onların yumurta, larva ve yavrularını da tüketmektedirler. Bu nedenle bu türler potansiyel sakınca arz ederler.
İç sularımızdaki Ekolojik Açıdan Zararlı Balıklar, nasıl bir zarar vermektedir?
Bu grup içinde yer alan balıklar dünyada IUCN (Doğayı Koruma Uluslararası Birliği) tarafından oluşturulan en tehlikeli türler listesindedir. Özellikle Ülkemizde tehlikeli olarak belirtilen türlerden Tilapya, Güneş Levreği, Gambusia, Havuz balığı türleri ve çizgili sazan da denilen Pseudorasbora parva adlı balık türü yayılmaya başlamıştır. Bu balıklar soğuk savaş balığı ya da casus balık gibi adlarla da anılmaktadır. Havuz balığı olarak adlandırılan tür, Sazan ırkı başta olmak üzere yıkıcı özelliklerini hemen hemen tüm türler üzerinde gösterir. Zararlı balıklar olarak tanımlanan bu türler 10–15 yıl içinde bırakıldığı alana hâkim tür olma özelliği taşımaktadır. Bu balıklar ekolojik ortama ve ekonomik balık stoklarımıza yumurta, larva ve yavrularını aşırı tüketerek ciddi zararlar vermektedir. Bu balıkların görüldüğü sular derhal Tarım ve Köyişleri Bakanlığının en yakın İl veya İlçe Müdürlüklerine bildirilmelidir.
Balık avcılığında ileri gitmiş ülkelerde bu balıkların damak zevki oluşturmaması için yakalandığında mutlaka gömülerek imhası istenmektedir. Tebliğde yer alan Çizelge–2 de adı geçen bu balıklar için boy ve sayı limiti konulmamış olup, avı için kapalı sezon bulunmamaktadır. Bu grup balıklar ülkemiz coğrafyasına ait balıklar değildir. Ülkemiz coğrafyasının doğal türü olmayan zararlı balık türleri bulundukları alanda mutlaka doğal dengeyi bozacaklardır. Bu balıkların canlı yem olarak kullanılması, bir yerden başka bir yere her hangi bir amaçla nakli kesinlikle yasaktır.
Yemlik Balık neden sadece avlanması hedeflenen türün avcılığının serbest olduğu dönemde avlanabilir?
Yemlik balıklar, yırtıcı balıklara yem olarak kullanılacak balıklar olduğundan, sadece bu balıkların avlanma zamanlarında avlanabilirler. Yem olarak kullanılacakları balıkların av yasağı döneminde avlanmaları yasaktır.
İKİNCİ BÖLÜM
AMATÖR BALIKÇILIK YAPILMASI
Amatör Balıkçı Belgesi gerekli bir belge midir?
Amatör balıkçı belgesi amatör balıkçılık yapmak için kanunen gerekli bir belge değildir. Verildiği kişiye bir ayrıcalık tanımaz.
Ancak özellikle denizlerde ve tekne ile yapılan avcılıkta, amatör ve ticari avcılıkta istenilen belgeler farklı olduğundan kolluk kuvvetlerince denizde yapılacak denetimlerde “Amatör Balıkçı” olduğunuzu göstermesi açısından bir yararı olabilir. Pek çok ülkede amatör ve ticari balıkçılık lisans ile yapılmaktadır. Bu ülkelerde lisans verilirken balık avcılığı yönetmelik ve tebliğlerini lisansı alan her kişi mutlaka okumak ve uyacağını bayan etmek zorundadır. Özellikle iç sularda balık stoklarının durumu sadece lisanslı avcılardan toplanan verilerle hesaplanmaktadır. Avrupa Birliğine uyum sürecinde lisans ile avcılıkta zorunlu olacaktır.
Yabancı turistler ülkemizde nasıl balık avlayabilir?
Yabancı turist amatör balık avcıları denizlerde ve iç sularda Amatör Balıkçılık Turizmi izni olanlar vasıtası ile tebliğde belirtilen avlanma bedelini (Avlanma pulu alarak) ödeyerek avlanabilirler. Avlanma pullarını onların adına, Amatör Balıkçılık Turizm İzni olanlar alabilmektedir.
Ancak yabancılar denizlerimizde sahilden, yani karadan tebliğ hükümlerine uymaları şartıyla, bedelsiz olarak, izin ve herhangi bir belge almaksızın sadece olta ile avlanabilirler.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRLERE İLİŞKİN YASAK VE SINIRLAMALAR
İç sularda avlanabilecek türler için neden farklı zaman yasakları var?
Balıkların üreme zamanları balık türlerine ve iklim özelliklerine göre değişmektedir. Bu nedenle 2/2 Tebliğde Çizelge-6 ile Türkiye 4 ayrı bölgeye ayrılmış, bu bölgeler içindeki iller için aynı zaman yasakları belirlenmiştir.
Orman içi sularda gökkuşağı alabalığı avcılığında neden doğal alabalıklara uygulanan zaman yasağı geçerlidir?
Bir kısım dereler ve göllere doğal alabalık türlerinin yanı sıra gökkuşağı alabalığı da bırakılmıştır. Kendi başına üreme kabiliyeti olmayan gökkuşağı alabalığının genel olarak her zaman avlanmasında sakınca bulunmamakla birlikte, olabilecek suiistimallerin önlenmesi ve doğal alabalıkların korunması amacıyla, doğal alabalık avının yasak olduğu dönemde orman içi sularda avlanmasına yasak getirilmiştir.
İç sularda su altı tüfeği, her türlü zıpkın, yaba, balyoz v.s. araçlar ile avcılık neden yasaklanmıştır?
İç sularda balıklar dar alanlara rahatça sıkıştırılarak avlanmakta olup, o bölgedeki balıklar tamamen yok edilebilmektedir. Ayrıca iç su balıkları denizlerde yaşayan türlere kıyasla daha kolay hedef oluşturmakta ve çok kolay avlanabilmektedir. Bu nedenle iç sularda su altı tüfeği, her türlü zıpkın, yaba, balyoz v.s. araçlar ile avcılık yasaktır.
Küspeli olta ile avlanmak neden yasaklanmıştır?
Küspeli olta üzerine donatılan iğnelerle birlikte suya atılırken veya atıldıktan sonra dipteki ilişkenlere takılması nedeniyle kopmakta ve koptuğu yerde kalmaktadır. Bu olay çoğu kez kıyıya oldukça yakın bir mesafede gerçekleşmektedir. Aşırı ısınma, sulama ve diğer amaçlı su alımlarının etkisi ile göllerimizdeki su çekilmeleri sonucu kopan iğne ile donatılmış olan küspeli takımlar ortaya çıktığında küspe kokusuna gelen büyük baş hayvanlar tarafından yenmektedir. Bir çok büyük baş hayvanın telef olduğu şikayetlerinin KKGM tarafından değerlendirilmesi sonucu küspeli olta takımı ile avcılık yasaklanmış olup, avlanılacak balığı yemlemek maksadı ile presli küspe veya küspe tozunun olta iğnesi ile ilişkilendirmeden kullanımında bir sakınca ve yasaklama yoktur.
İç sularda ve denizlerde özel avlanma izni gerekmeyen yerler haricinde, gün içinde neden av saati sınırı yoktur?
Amatör balık avcılığı etkinliği, doğayı her anlamda yaşamak ve dinlence amacı ile yapılmaktadır. Kamp hayatı ile birlikte yapılan amatör balık avcılığı tüm dünyada özel avlanma izni gerekmeyen yerler haricinde, av saati sınırı olmaksızın yapılmaktadır. Ayrıca geleneksel ve en verimli olarak iç sularda yayın, denizlerde lüfer avı gece yapılmaktadır.
Akarsularda her türlü doğal yem kullanılarak alabalık avcılığı yapılması neden yasaktır?
Doğal alabalıklarımızın çoğunluğu bilindiği gibi oldukça dar akarsularımızda bulunmaktadır. Tüm dünya ülkelerinde de olduğu gibi bu türün sadece yapay yem ile avlanılması suları azalmış kaynaklardan alabalıkların kolayca avlanmasının önüne geçecek bir uygulamadır. Ayrıca, doğal yem ile avlanan alabalıkların boy limitlerinin altında olması durumunda geri salınması halinde, çoğu kez yemi ve yemin içindeki olta iğnesini yutmuş olduklarından hayati yaralar almakta ve tekrar yaşama dönme şansları olmamaktadır. Bu nedenlerle akarsularımızdaki alabalık avcılığında sadece yapay yeme izin verilmiş olup, doğal yem ile avlanmak yasaklanmıştır.
Alabalık avcılığında kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız iç su ve deniz balıkları neden kullanılamaz?
Özellikle doğal alabalık türleri hastalıklara karşı çok hassastır. Ülkemizde çok sağlıksız ortamlarda üretilerek elde edilen kurt ve larvaların kullanımı, doğal alabalık türlerine hastalık bulaştırması riski nedeniyle yasaklanmıştır. Ayrıca yemlik balık olarak avlaklara götürülen iç su ve deniz balıkların bu kaynaklarda yaşam imkânı bularak üremeleri ile bölgenin ekolojik dengesinin bozulması söz konusu olmaktadır.
Gece denizlerde neden su altı tüfeği veya zıpkın ile balık avcılığı yasaktır?
Gece zıpkınla balık avcılığı balığı gafil avlayan, ava hiçbir şekilde kaçma şansı tanımayan, tamamen avcıya üstünlük imkânı veren, sportmenlik dışı bir davranış biçimi olması nedeniyle yasaktır.
Denizlerde gündüz su altı tüfeği ile yapılacak avcılıkta neden şnorkel hariç, yapay hava kaynağı, tüp, nargile, her türlü soluma cihazı, yedek hava kaynağı ve ışık kaynağı kullanımı yasaktır?
Denizlerde gündüz su altı tüfeği ile yapılacak avcılıkta şnorkel hariç yapay hava kaynağı, tüp, nargile, her türlü soluma cihazı, yedek hava kaynağı ve ışık kaynağı ile balık avı, balığı gafil avlayan, ava hiçbir şekilde kaçma şansı tanımayan, tamamen avcıya üstünlük imkânı veren, sportmenlik dışı bir davranış biçimi olması nedeniyle yasaktır.
Denizlerde su altı tüfeği ile neden orfoz ve lagos avcılığı yapılması yasaktır?
Lagos ve Orfoz balıkları ekonomik değeri yüksek, belli bölgelerden ayrılmaksızın yaşayan, nesli aşırı av baskısı altında olan balıklardır. Bu balıklar, diğer balıklara nazaran, insanlardan pek kaçmazlar, kolay hedef olurlar. Bu nedenlerle tamamen avcıya üstünlük imkânı veren su altı tüfeği ile nedeniyle orfoz ve lagos avcılığı yapılması yasaktır.
Amatör balıkçılıkla avlanmış olan her türlü su ürününün satışı neden yasaktır?
Amatör Balıkçılık: Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan, maddî ve ticarî kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık etkinliğidir.
Amatör Balıkçı: Amatör balıkçılık etkinliğinde bulunan gerçek kişidir.
Halen geçerli yasalara göre Amatör Balıkçı ve Balıkçılık yukarıdaki gibi tanımlanmıştır. Buna göre; bir amatör balıkçının avladığı su ürünlerini satması mümkün değildir. Bunun için Profesyonel Balıkçı şartlarına uygun belge ve donanımlara sahip olması ve kanunların gösterdiği yer ve şekilde satması gerekir. Bunun sebebi ise geçimini bu yolla yağlayan ticari balık avcıları ile haksız rekabet yapılmasını engellemektir. Daha önemlisi amatör ruha aykırı olması nedeniyle amatör balık avcılığı ticari gaye gütmemeli, Amatör avcı izin verilen miktarlardan fazla balık avlamamalıdır.
Denizlerde ve içsularda avlanabilecek türler için kg ya da sayı şeklinde iki farklı limit var?
Denizlerde ve içsularda amatör balıkçılar tarafından avlanabilecek türlere ilişkin limitler Tebliğde yer alan Çizelge-5 ve Çizelge-7 de verilmiştir. Bu limitler uluslararası kriterlere uygun olarak gerek iç sularda gerekse denizlerde bir amatör balıkçı ailesinin 1 haftalık sağlıklı protein ihtiyacını karşılayacak düzeyde (5 kg) olacak şekilde konulmuştur. Ancak stoklarında azalma görülen türler ile orfoz, lagos, orkinos gibi her biri 5 kg. mı geçecek büyüklükteki balıklar için buna uygun sayı limitleri konulmuştur.
%5’lik küçük boylara neden müsaade edilmektedir?
Balıkların avlanabilir en küçük boy uzunluğu, balıkların eşeysel olgunluğa ulaştıkları yaştaki ortalama uzunlukları dikkate alınarak getirilen bir düzenlemedir. Belirlenen boy uzunluğu ortalama bir uzunluk olduğu için, %5 oranında küçük balıkların da eşeysel olgunluğa erişmiş olması söz konusudur. Uygulamada, amatör avcıların ihmal edilebilir ve istatistiki olarak önem taşımayan bu tür küçük limitler yüzünden sorun yaşamaması için, bu tür bir istisna tanınmıştır.
Hangi türler, neden koruma altındadırlar?
Korunma altındaki türler tebliğde yer alan Çizelge - 4 de verilmiştir. Bu türler ya biyolojik mücadelede kullanılmakta, ya da nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu türlerin çoğu, aynı zamanda uluslar arası antlaşmalarla korunmaktadır.
Bir amatörün avlayabileceği balık sayısı sınırlandırılmışken neden olta ve iğne sayıları gibi ilave yöntem yasakları getirilmiştir?
Bir amatör içsular ve denizlerimizde en fazla 4 olta takımı ile avlanabilir. Olta başına iğne sayısı içsularda 3 adedi, denizlerde ise (Çapari hariç) 6 adedi geçemez. Ancak doğal alabalık avında bu türün daha iyi korunabilmesi için her birinde iki iğne olan iki olta takımından daha fazla olta takımı kullanılamaz.
Denizlerde kullanılacak çapari takımında iğne sınırlaması yoktur.
Bir amatörün avlayabileceği balık sayısı sınırlanmış olsa da, amatörün metrelerce alanı onlarca olta ile kaplaması diğer amatör avcıların avlanma alanını daraltacağından fırsat eşitliğine aykırıdır. Bu nedenle olta ve iğne sayısı sınırlandırılmıştır.
Serpme ağı ile avcılık iç sularda yasakken denizlerde neden serbesttir?
Denizlerde amatör balıkçılıkta amatörün stoka etkisi yok denecek kadar azdır. Denizlerde serpmenin hedeflediği tür özellikle kefal ve istavrit türleridir ve bu türler üzerinde av baskısı yoktur. İç sularda ise serpme ile yaygın av hedefi doğal alabalık türleridir. Serpme ile balık avcılığının doğal alabalık türleri üzerinde çok büyük bir av baskısı oluşturması, denizlere kıyasla akarsuların serpme atılabilecek derinliklerinin avlanılan bölgenin çok büyük bir kısmını kapsaması ile bunun doğal alabalıkların yanı sıra tüm içsu balıklarının üzerinde aşırı baskı oluşturması nedeniyle iç sularda serpme kullanımı yasaktır.
Tebliğdeki kuralların denetimini yapmaya kimler yetkilidir?
1-Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında ve Bakanlığa bağlı su ürünleri ile ilgili teşekküllerde su ürünlerinin, deniz ve iç suların koruma ve kontrolü ile görevlendirilen personel,
2-Emniyet,
3-Jandarma,
4-Sahil Güvenlik,
5-Gümrük ve orman muhafaza teşkilatları mensupları,
6- Belediye zabıtası amir ve mensupları,
7-Kamu tüzel kişilerine bağlı muhafız, bekçi ve korucular
8- Emniyet ve jandarma teşkilatının bulunmadığı yerlerde köy muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri
Denetim yapan görevlilerin yetkisi nelerdir?
Su Ürünleri Kanunu ve bu Kanuna istinaden konulan yasaklardan dolayı, bu Kanun kapsamına giren suçlar hakkında;
1-Zabıt varakası tutmak,
2-Suçta kullanılan istihsal vasıtalarını ve elde edilen su ürünlerini zapt etmek ve bunları adlî mercilere teslim etmek;
3- İdarî para cezası kesmek.
İdari para cezası kesme yetkisi mülki amirler (Vali ve Kaymakam) ile denizlerde Sahil Güvenlik Bot Komutanlarına verilmiştir. Mülki amirler bu yetkilerini denetim yapmaya yetkili olan kurumlara devredebilmektedir.
Bu tebliğ içeriği ile ilgili suçlar için şikâyetler nereye, nasıl bildirilebilir?
Bunun için birkaç yöntem vardır.
1- Bulunduğunuz yerin İl ya da İlçe Tarım Müdürlüğüne,
2- Orman içi sularda Orman Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğüne,
3- Jandarma’ya ya da Jandarma’ya ait Alo 156 ihbar telefonuna arayarak
4- Denizlere ilişkin şikayetler Sahil Güvenlik’e veya Alo 158 ihbar telefonuna arayarak
5- KKGM ihbar adresine (ihbar@kkgm.gov.tr) veya posta adresine (Akay Caddesi No:3 Bakanlıklar-ANKARA)
6- Belediye Zabıta amirliklerine,
Bildirilebilir.
NOT: Jandarma (156) ve Sahil Güvenlik (158) ihbar telefonları, bulunduğunuz bölgedeki en yakın birime yönlendirilmiş olup, ücretsizdir.
İhbarı yapan kişinin, bilgiyi alan görevliden verilen ihbarın işlem kodunu - numarasını alması yapılan ihbarların sonucunun daha sonra takip edilebilmesine imkan sağlar.
Muhtarlar, jandarma karakolları gibi yerel kamu görevlileri yasak koyabilir veya kaldırabilir mi?
Bu tebliğde belirtilen yasak, sınırlama ve yükümlülükleri belirlemeye ve ilan etmeye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilidir. Mülki idareler, diğer Bakanlıklar ve ilgili kamu kuruluşları, özel ve tüzel kişiler bu tebliğde belirtilen yasakları, doğal afetler (kuraklık, sel, yangın, sağlık v.b.) haricinde kaldıramazlar, bu yasaklara aykırı veya yeni yasaklama kararı alamazlar, ilan edemezler. Eğer böyle bir durumla söz konusu ise, yasal olarak tanınan hakkın kullanılmasının engellenmesi nedeni ile Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilir veya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri ile KKGM konudan haberdar edilerek, yanlış uygulamanın kaldırılması talep edilebilir.
Kontrol görevlilerinin Ek madde 3'te yer alan hükümler çerçevesinde idarî para cezalarını kesmekle vazifeli ve yetkili olması ne demektir?
1380 sayılı Su Ürünleri Kanununda değişiklik yapan 4950 sayılı Kanun ile ağır para ve hapis cezaları idari para cezasına dönüştürülmüştür. İdari para cezalarını kesme görevi, mahallin en büyük mülki amiri (Vali, Kaymakam) ile denizlerde Sahil Güvenlik bot komutanlarına verilmiştir. Mülki amirler bu yetkilerini, Kanunun 33’üncü maddesinde sayılan, tebliğdeki kuralların denetimini yapmaya yetkili olan devredebilmektedirler.
Daha önce sirküler adı ile yapılan düzenlemeler, niçin Tebliğ adı ile yapılmaya başlanmıştır?
17.2.2006 tarih ve 26083 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin, Taslağın adı başlıklı 11’inci Maddesinin dördüncü fıkrası ile “Uygulamada birliği sağlamak amacıyla; kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak üzere, Resmî Gazetede yayımlanacak tüzük ve yönetmelik dışındaki düzenleyici işlemler sadece karar, tebliğ ve genelge olarak isimlendirilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme uygun olarak sirküler şeklinde hazırlanan düzenlemelerin adının değiştirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
NOT:
Bu metin kaynak belirtilmesi ve içeriğinde değişiklik yapılmaması şartı ile dileyen her kişi tarafından kullanılabilir, farklı kaynaklarda yayınlanabilir.
|
|