|
 |
24-25 EKİM AV RAPORU |
Avın yapıldığı şehir : Boğaziçi
Hava ve suyun durumu : 3 kuvvetinde karayel ve sonra daha da sertleşen hava
Avda kalınan süre : 24-25 Ekim 2009
Kullanılan ekipman : Zargana oltası, yemli zokalı çinekop takımı, çapari ve uzun olta
Yakalanan avın tür ve boyutları: Çinekoplar, sarıkanatlar, zarganalar, pisi, kırlangıç ve kaya balığı |
|
YAPILAN AVIN HİKAYESİ:
Uzun süredir rapor “yazmıyoruz” biraz nostalji olsun diye 24 Ekim gecesi ve 25 Ekim Saat 11’e kadar süren avımızı rapor edeyim dedim.
Cumartesi akşamı 21:45’de kardeşim ile buluşup tekneye hareket ettik, saat 22:30’da yakıt tedariki neticesinde marşa bastık. Göksu deresinden çıkışımızdan yarım saat süren bir seyirden sonra Çubuklu koyunda Kepçeyi alarak baş tarafa geçtim.
Motor rolantide ağır ağır gidiyoruz Beykoza doğru. Hava oldukca serin, üşüyorum, 3 kuvvetinde Batı Karayel esiyor. Kamaradan yağmurluğu da alarak rüzgarın etkisini biraz olsa azalttıktan sonra yine ön güvertede kepçe elimde zargana arıyorum. Esen Batı Karayel etkisiyle kıyılara vuran çöp ve birkaç Kefal’den başka denizde bir şey göremedim. Bu Anadolu kavağına kadar devam etti. Sonuç 0 Zargana.
Umryeri'ne vardık, saat 23:30 civarı. Bayramyeri yeri gibi ışıl ışıl Umuryeri. Yemli zokalı takım ile Çinekop tutmaya gelenler şenlendirmişler Umuryeri'ni. Bizde hemen uygun bir yer bulup demir atıyoruz.
Bir taraftan çayımızı yudumlayıp, bir taraftan zokalarımızı ve yanımızda getirdiğimiz istavritlerle yemliyoruz. Takımları suya attıktan yaklaşık beş dakika sonra ilk vuruşu aldık.
Yaklaşık 400 gr. Bir pisi balığı bize süpriz yapıyor.
Tekrar takımı suya indirdim. Bu sefer gelen balık bir Kırlangıç yavrusu. Tabiki hemen suya iade ediyoruz. Peşinden gelen balık ise irice bir kaya balığı.
Çinekop hariç ne varsa bana geliyor. :-))
Kardeşim moralsiz bir şekilde hala bekliyor. Ve balık tutma sırası ona geldiğinde başlıyor Çinkopları yakalamaya. 1-2-3-4. Bende ise hala tık yok. Bu sefer kısmet diyerek bekliyorum sabırla.
Bu arada diğer kardeşim bize katılmak için telefon açıyor, hemen demir alıp Sarıyer'e geçiyoruz. Yaklaşık 30 dakikalık bir ara sonrası yine avlağımızda demir atıyoruz.
Balık oldukca cömert bir şekilde oltalarımıza geliyor. Saat 5’e kadar avımız devam ediyor. Livarımızda yaklaşık 3 kg. Çinekop ile demir alıyoruz avlaktan.
İstikamet Eşşek adası ( Riva ) açıkları.
Hava oldukça sertleşti, yaklaşık 4-5 kuvvet bir hava var. Sabah kahvaltımızı yaparak yolumuza devam ediyoruz. Poyraz Köy önlerine geldiğimizde dalda yüksekliği yaklaşık yarım metre civarında. Boğaz çıkışına geldiğimizde ise 1-1,5 metre fakat hava Yıldız karayele dönmüş köpürmeye başladı deniz.
Küçük kardeşimi deniz tutmaya başladı. Bu nedenle Eşşek adasına gitmekten vazgeçip rotayı Rumeli Fener’ine çevirdik. Burada Roke taşı denilen mevkide Lüfer’e bakacaktık. Fakat Fener önlerine geldiğimizde kardeşim bizden ayrılmak zorunda kaldı.
Diğer kardeşimle tekrar denize açıldık. Denizden Çinekop fışkırıyor.
Bu duruma tepkisiz kalamadık. Vazgeçtik Lüfer sevdamızdan ve başladık dalgalar arasında, (Nasuhi ALBULAK dostumun değimiyle Lüfer) kaba Çinekop ve Sarıkanatları avlamaya.
1 saat kadar sonra gecenin yorgunluğu dalgaların hırçınlığıyla benide tabiri caizse turşu gibi yaptı. Yorgunluk Lüfer sevdasını yine canladırdı içimizde. Fakat bu sefer dalgası olmayan Umuryeri'nde deneyeceğiz.
Geri dönüyoruz, “oh beee” diyoruz dalgalar bitti. Rumeli kavağı önündeyiz. Çinekoplar hala cömert, dayanamayıp yine çaparileri koyveriyoruz sulara. Balıklar kimi zaman birkaç kimi zaman sekizer onar geliyorlar. Ama biz yorgunuz ve tuttuğmuz balıklarda bize ziyadesiyle yeter...
Yollardayız, Anadolu kavağında ipeği atıyoruz suya 3 adet taze Zarganamız var livarda.
22 adette balık pazarından tedarik edilmiş kokmuş balık.
Kalabalık bir gurup, Umuryeri açıklarında (ne varsa Umuryeri'nde var) kayıklar var, acaba diyoruz, Lüfer diyoruz :-)) ve uzun oltalarımız tuttuğumuz Zarganalarla yemlenmiş vaziyette denizde.
Gemilerin Boğazdan Karadeniz'e seyir saati olduğundan dikkatli bir şekilde akıntıya koyuverdik kendimizi. Bizden başka Lüfer’e olta atan yok.
Diğer görüğümüz kayıklarda Çinekop tutuyorlar.
Takımlar suya indikten yaklaşık 5 dakika sonra ilk vuruş, Karavana.
Zargananın yarısı yok. Kardeşimde heveslendi. Uyukluyordu arka güvertede babaya yaslamış. Yem nerde abi diyor.:-))
Ve o da takımı koyverdi.
Balık geldi. Çekiyorum fakat aksiyon az. Çekiyorum ağır ağır boşluk vermeden. Gelen balık bir sarıkanat, yaklaşık 200 gr. kadar bir balık.
Olsun diyoruz buna da Şükür. Ve peşpeşe 6 balık tutuyoruz. Hepsi sarıkanat. Bu arada oltanın bedenini şarj dinamosunun kasnağına kaptırdım. Bunun neticesinde kayış koptu ve kasnaktaki misinanın yarısı pert oldu. :-((
Bu günlük yeter diyoruz ve saat 11’de ava son veriyoruz.
Neticede tutulan balık;
10 kg kadar Çinekop ve Sarıkanat (Blue Fish) familyası, 1 adet Pisi, 2 adet kırlangıç, 1 adet Kaya balığı...
Sevgiyle kalın... Rastgele...
Celal MAĞDENOGLU (26 Ekim 2009)
|
 |
|
|
|
 |
|
Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK? |
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ? |
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
DOSTLARLA AVLANMAK |
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU? |
Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k... |
yazının devamını oku » |
 |
|