|
 |
4 EKİM 2009 TURNA AVIM |
Avın yapıldığı şehir : Bilinen Turna Avlağımız
Hava ve suyun durumu : Güneşli ve hafif rüzgarlı, su berrak
Avda kalınan süre : 4 Ekim 2009 10 saat
Kullanılan ekipman : Turna için at-çek takımlar
Yakalanan avın tür ve boyutları: 4 Adet Turna ve muhtelif boylarda salınanlar |
|
YAPILAN AVIN HİKAYESİ:
Bakıyorum uzun süredir kimse rapor yazmıyor. Ben yazayım o zaman.:-))
Pazar sabaha karşı bir arkadaş ve misafiriyle yola çıkıp, çorbacıda molamızı verdikten sonra avlağa intikal ettik. Önceki hafta yokladığım kısımda balık bol fakat boylar çok ufak olduğu için farklı bir yer denemeye karar vermiştim.
Gidene kadar sohbet, muhabbet derken dolunay olduğunu fark etmemişim. Botu şişirirken dolunayı fark ettim, öğleden sonraya kadar balık çıkmayacak demekti. Olsun bizde hava alırız diyerek hazırlıkları tamamlayıp 07:00 a doğru sudaydık.
Bizim misafirin ilk defa olta balıkçılığına geldiğini öğrendikten sonra başladım eğitim çalışmalarına. Sanırım son zamanlarda olta balıkçılığına kazandırdığım adamların doğru yolda olduklarını görmüş olmamdan dolayı bende alışkanlık oldu bu adamları eğitmek. Yoksa av mı yapacağım bunlarla mı uğraşacağım.
Önceleri sohbet aralarında balıkların boy, zaman, yer yasaklarından, bu yasakların konulma sebeplerinden, doğru uygulandığında getirilerinden dem vurarak ufak ufak atış alıştırması yaptırdıktan sonra, bende avlanmaya başladım. Oraya atma, hızlı çekme, yemin aksiyonuna dikkat et derken balık tutacak kıvama getirdik misafirimizide.
Dolunayın etkisinden olsa gerek hiç vuruş alamıyorduk. Öğleye kadar sadece 1 balık alabildim. Öğle yemeği için molamızı verdikten sonra farklı bir bölgeyi kontrol edip oradan da verim alamazsam dönüşe niyetleniyordum. Hem dolunayın etkisi hem de yaprak kıpırdamamasından dolayı sudaki durgunluk ümidimi bitirmişti.
Şans bu ya öğleden sonraki av için hareket eder etmez hafif ten esinti başladı ve balıkta hareketlendi. İlk ziyaret ettiğim yerde sağlam bir turnayla mücadele sonucu balığı kaçırdım, orada motoru durdurup arkadaşlara bölgeyi taramalarını söyledim veeee tahminim doğru çıktı, bizim ilk defa eline olta alan misafirin oltasında sağlam bir turna peydahlandı. Bi ara oltasını bana uzatıp “abi sen çek ben kaçırırım” dese de “kaçarsa kaçsın sen zevkine bak deyip” aldım elime kepçeyi.
Tarık abinin hediye ettiği kepçeye de bu balık yakışırdı zaten. Üçüncü denememden sonra kepçeleyebildim balığı, botun içine alıp kalp atışlarımız normale döndükten sonra avımıza kaldığımız yerden devam ettik. Balık 92 cm geldi.
Ufaklıklarda oltalarımızı yokluyordu ama bu balıktan sonra limit felan dinlemeyip elime ne geçerse iade ediyordum suya. Yarım saat geçmemişti ki sırtı yaparken hemen hemen aynı büyüklükte bir tanede benim oltamı gerdi. Hava hafifte rüzgarlı olsa, hem botu idare etmek hem balıkla uğraşmak zor oluyor.
Bunu da kaçırdıktan sonra 4 etti. Bugün hem şanslıydım hem şanssız. İri balıklar geriyordu misinamı fakat yarı yolda kaçırıyordum. Güzel bir koy girişinde köşe başını tutmuş olabileceğini tahmin ettiğim turnayla güzel bir mücadeleden sonra kepçedeydi, bizim arkadaş nasıl yaptıysa balıkla uğraşırken rapalanın kancasını bileğinin iç kısmına damak felan görünmeyecek şekilde taktırdı. Rapalanın bir ucunda arkadaş bir ucunda balık, balık kepçenin içinde derken ufak bir panik havasından sonra, botu kayalıklara dayayıp arkadaşları sakinleştirip önce balıktan sonra kepçeden kurtuldum. Kanca tamda bilek damarlarının yanına girmişti şöyle bir inceleyip damar veya sinirlere girmediğini tahmin ettim. Karga burnuyla kancayı kesip rapaladan da kurtulduktan sonra arkadaşa sıcağı sıcağına bunu çıkarabileceğimi söyledim. Bizimki orayı yaracağımı sanıp bıçağın keskinmi kesecekmisin diye beni sorgularken, kargaburnuyla kancayı itip diğer taraftan çıkarttım ve kancadan kurtuldum. Kanaması için baskı yapsakta çok şükür damarlara temas etmemişti ve durum iyiydi. Arkadaşa birde ağrı kesici içirdikten sonra tamammı devammı soruma tabiî ki devam cevabı aldım.
Akşama kadar avımıza daha dikkatli olarak devam ettik. Büyük balığı tutan misafirimize diğer üç balığı da arkadaşa opsiyonladıktan sonra, ben balık almayacağım için kalanları saldım. Zaten deniz balığı sezonundayız ve bu toramanlar seneye bana lazım olacaktı.
Akşamüzeri temiz bir bölge de botumu iyice temizledikten sonra sanırım önümüzdeki sezona kullanmak üzere paketledim. Mıntaka temizliğimizide ihmal etmeden yavaş yavaş evimize sağ salim vardık.
Pek fazla resim çekemedim ama sanırım aşağıdakiler işimizi görür. :-))
Coşkun BOZALAN 04.10.2009
|
 |
|
|
|
 |
|
Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK? |
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ? |
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
DOSTLARLA AVLANMAK |
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU? |
Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k... |
yazının devamını oku » |
 |
|