RASTGELE-DER
AVRUPA İÇSU BALIKÇILIĞI DANIŞMA KOMİSYONU (EIFAC)
İÇSU TİCARİ VE AMATÖR BALIKÇILIĞI İLE KÜLTÜR BALIKÇILIĞIN
SOSYAL, EKONOMİK VE EKOLOJİK HEDEFLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER SEMPOZYUMU'NA KATILDI.
Antalya - Türkiye
(21 - 24 Mayıs 2008)
Avrupa İçsu Balıkçılığı Danışma Komisyonu'nun (EIFAC) 25. Oturumu ve “İçsu Ticari ve Amatör Balıkçılık ile Kültür Balıkçılığının Sosyal, Ekonomik ve Ekolojik Hedefleri Arasındaki İlişkiler” konulu uluslararası sempozyum 21 – 24 Mayıs 2008 tarihleri arasında ülkemizin ev sahipliğinde Antalya ilinde gerçekleştirildi. Sempozyuma RASTGELE-DER adına bildiri sunmak üzere katılım sağlamış bulunmaktayız.
European Inland Fisheries Advisory Commission
(EIFAC)
Bu çerçevede, hazırlamış olduğumuz bildiriyi Derneğimiz bünyesinde oluşturulan EIFAC Bildiri Komisyonuyla da paylaşmış ve EIFAC Sempozyum Komitesine birkaç ay önceden gönderilmişti. Ve kabul edilen bildirinin Sempozyumun Sosyo Ekonomik İlişkiler oturumunda sunmak ve Derneğimiz ile Türk Olta balıkçılarını temsil etmek amacıyla ben Burak KALAÇ ve Dernek üyemiz A.Teoman SANALAN ile birlikte 22.05.08 tarihinde Cuma saat 00:30 da Ankaradan yola koyulduk. Ve Sempozyumun 3. günü olan Sosyo-ekonomik İlişkiler oturumunun başlangıç saati olan 11:20 den birkaç saat önce de Antalya'daki otel alanına varmıştık.
Oturum Başkanı ile bir ön görüşme yaptıktan sonra sıramız geldiğinde de İngilizce sunumumuzu gerçekleştirdik.
Sunum izleyiciler tarafından büyük bir dikkatle dinlendi. Ve bitişi ile birlikte yoğun bir ilgi ve soruyla karşılaştık.
Tabi kî bu sevindirici bir durumdu. Soruların yanı sıra yorum katkısında bulunanların yaptıkları yorumlar arasında aşağıdakiler öne çıkanlar arasındaydı;
• Büyük ve bir önemli bir katkının yapıldığı,
• Faydalı bir iş ortaya konulduğu,
• 3 gündür eksikliği hissedilen, (Rekreasyonel Balıkçılık faaliyetleri ve Türkiye’deki durum ile ilgili) Türkiye’den özlenen katkının ve bildirinin nihayet gerçekleştirildiği şeklindeydi.
Sunum sonrasında çeşitli kesimlerden görüşme talebiyle karşılaşıldı. Bunlar arasında, EIFAC Türkiye temsilcilerinin yanı sıra, akademisyenler, balıkçılık araştırmacıları ve yabancı olta balıkçılığı örgütlerinden kişiler bulunmaktaydı.
Bunlardan bazılarının detayları şöyleydi ;
* Tapio Hakaste: Finlandiya Hame İstihdam ve Ekonomik Gelişme Merkez Balıkçılık Biyoloğu / Finlandiya
* Dr. Mustafa Zengin: Su Ürünleri Merkez Araştıma Enstitüsü / Trabzon
* Prof. Dr. Sedat Yerli: Hacettepe Universitesi Biyoloji Bölümü
Toplantını sonucundaki kazanımlarımızı aşağıdaki gibi sıralayabiliriz ;
• Uluslararası bir toplantıda RASTGELE-DER'in isminin duyurulması,
• Bilimsel bir toplantıda sivil toplum örgütlenmesi olarak bizlerin de Derneğimiz ve tüm amatör olta balıkçıları adına görüş ve beklentilerimizi belirtmiş olmamız,
• Bundan sonraki benzer toplantılarda katılımı beklenen bir Dernek olmamız,
• Bu çalışma neticesinde bilim ve araştırma dünyasına amatör balıkçılar olarak önemli bir veri kaynağı sunmuş olmamız ve de bunun İngilizce olarak yapılmış olması,
• Sempozyumda tanışılan kişi ve örgütlerle ilerideki olası işbirlikleri için ön adımın atılmış olması,
• Her geçen gün azalan Alabalık varlığımıza sahip çıkılması adına mevcut yönetim erkine STK baskısının oluşturulmuş olması,
• Bundan sonraki benzer çalışmalara örnek ve de alabalık konusunda da temel çalışma teşkil etmesi olarak gösterilebilir.
Katılım ve görüşmeler sonrası ise ülkemize ve derneğimize yapmış olduğumuz katkının iç huzuru ile yakınlardaki bir avlağın yolunu tutup 2 gün dağlarda konaklamış ve bu sefer Akdeniz alasının kendisi ile istişarelerimiz devam etmiştir.
Sunumumuzun tamamı aşağıya aktarılmıştır.
Saygılarımızla.
Burak KALAÇ & Teoman SANALAN
-0- -0- -0-
TÜRKİYE’NİN DOĞAL ALABALIK AVCILIĞINDA
BARINDIRDIĞI POTANSİYEL
Tarık ERSAL, Burak KALAÇ, Teoman SANALAN, Şenol EŞİYOK
RASTGELE-DER PK 151 Yenişehir – Ankara - Türkiye
Özet:
Türkiye 4 farklı havzaya ( Karadeniz, Akdeniz, Basra Körfezi ve Hazar denizi ) akan akarsuların kaynak sularını barındırmaktadır. Bu sebeple pek çok çeşit sucul yaşam bulunmaktadır. Bu çeşitliliği ( form ) doğal alabalıklarda da görmekteyiz. Bu sebeple bu ülkede doğal alabalık avcılığı ( farklı alabalık formlarına yönelik ) muazzam bir potansiyel , genel ve yerel yönetimler /bölgeler için de bir ekonomik değer teşkil etmektedir. Fakat aşırı avlanma, ticari balıkçılık, filtre işlemi görmeyen deşarj uygulamaları ile yetersiz kamusal denetim Türkiyedeki av mahalinde karşılaştığımız tehdit ve olumsuzluklardan bir kısmıdır.
Biz RASTGELE-DER, Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği olarak (bu isim Türkiye’deki balıkçılar arasında kullanılan başarılı av temennisidir) tecrübelerimiz ışığında bu coğrafyanın doğal alabalık avcılığında barındırdığı potansiyeli ve böyle devam etmesi durumunda yakında neslinin yok olmasına sebebiyet verecek tehditleri paylaşmak isteriz. Bu amaçla Sosyo Ekonomik Etkileşimler seansına iştirak etmek niyetindeyiz.
Anahtar Kelimeler : RASTGELE-DER , Alabalık, Doğal Alabalık
-------------------------------------------------------------------------------------------------
İletişim :Burak KALAÇ – RASTGELE-DER - PK. 151 Yenişehir-Ankara-Türkiye ( e posta : burak.kalac@nsn.com)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
RASTGELE-DER, Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği 2002 yılında Türkiye’deki amatör olta balıkçılığını geliştirmek üzere kurulmuştur. Rastgele Türkiye’de balıkçılar arasında kullanılan avda başarı temennisidir. ( Almancadaki Petri heil gibi ). Temel amacımız sucul yaşamların ve özellikle dünyanın en hassas ama sportif avcılığın gözdesi doğal alabalıkların korunması ve neslinin devamı için çalışmalar yürütmektir. Derneğimiz 2004 yılından sonraki sirküler çalışmalarında önemli bir rol üstlenmiş olup, bunlar dışında da alabalıklar üzerinde tehdit oluşturan aşırı tüketim ve avcılık, kaçak avcılık ve kirlilik gibi konularda da çalışmalar yürütmüştür. Fakat, 3 farklı su ekolojisi ile çevrili ( Akdeniz, Karadeniz, Marmara ) olup 4 farklı havzaya boşalan akarsuların su kaynaklarını barındırması itibariyle ülkemiz ne yazık ki bu sucul potansiyeli doğru düzgün yönetmek ve işletmekte başarısızdır.
Biz olta balıkçıları, ne doğa bilimcisi, ne de ticari balıkçılar gibi profesyonel kişiler olmayıp belki herkesten fazla gözettiğimiz çıkarımız olan sürdürülebilir sucul yaşamın devamını esas almış sade birer doğa severleriz. Bu sebeple Olta Balıkçılığı Derneği olarak böyle bir sempozyuma katılmamızdaki temel amaç, bizleri yöneten otoritenin, küresel yatırımcıların ve özellikle de dünya çevresindeki sportif olta balıkçılarının dikkatini bu coğrafyanın barındırdığı muazzam balıkçılık potansiyeline, özellikle sinek ( fly ) ile balık avcılığına dikkat çekebilmektir. Doğal alabalıkların sürdürülebilir yaşam ve avcılıkları bizim temel ilgi alanımız olup, doğal alabalık avcılığı üzerine odaklanmış sosyo ekonomik açılım ise bu amaçtaki metodumuzu teşkil edecektir.
Yazımızda odaklanacağımız ana başlıklar şöyledir;
• Doğal potansiyel : Türkiye’nin Alabalık form ( alabalığın dış karakteristive renk yapısı) çeşitliliği ve sinek balıkçılığına ( fly ) coğrafi uygunluk konusunda barındırdığı doğal potansiyel.
• Alabalık Ekonomisi : Ekonomiye alabalık perspektifinden yaklaşım.
• Dünyadaki Sinek Balıkçılığı Ekonomisi : Dünyada sportif balıkçılık üzerine yapılmış araştırmalara genel bakış.
• Sonuç :
1. Şu anda doğal alabalık üzerine uygulanan koruma metodları ve kanuni ve sosyo ekonomik etkileri
2. RASTGELE-DER olarak çıkar gruplarıyla ortaklaşa yürütülecek bir işletim/yönetim strateji tespiti ve sinek balıkçılığının uygulanmasına yönelik pilot bölge önerisi.
Türkiye alabalık incelemek için özel bir yerdir; ilk ve en önemli sebep suları neredeyse hiç dışarıdan yabancı bir alabalık ile tanışmamış olmasıdır. Bir alabalık bulduğunuzda bunun doğal ve saf olduğundan eminsinizdir. 1950 lerde Tortenese söyle yazmıştır; başka ülkelerden herhangi bir yavru alabalık gelmemiş olduğuna eminim. Böylesi bir durum günümüzde çok nadir olup, bu salmonidleri incelemek için önemli bir sebep teşkil etmektedir.
Yukarıda belirtilen söylemle uyumlu olarak belirtmek gerekir ki, Avrupa ve Amerika’nın aksine, Türkiye akarsuları farklı formda pek çok doğal alabalık barındırmaktadır. Bu durum sadece doğa bilimcileri değil, farklı formda alabalık avlamak isteyen dünyanın heryerinden olta balıkçısının da ilgisini çekmektedir. Ve bu form çeşitliliğine neden olan unsurlar 4 farklı havzaya boşalan akarsuların farklı iklimsel, topografik ve kimyasal özellikli kaynak sularından oluşmasına bağlıdır.
Türkiye alabalık avcıları için muhteşem bir coğrafyadır. Farklı akarsularda yakalanan her birey farklı fiziki yapı/karakteristik ve renk sergiler. Aşağıdaki RASTGELE-DER üyeleri tarafından yakalanmış bireylerden oluşan fotoğraflar bu görüşümüzü desteklemektedir.
Güney Doğu Anadolu Bölgesi (1)
Güney Doğu Anadolu Bölgesi (2)
Batı Karadeniz Bölgesi (3)
Ege Bölgesi (4)
Ege Bölgesi (5)
Güney Doğu Anadolu Bölgesi ( Alt tür - Platycephalus ) (6)
Akdeniz Bölgesi (7)
Akdeniz Bölgesi (8)
Doğu Karadeniz Bölgesi (9)
Batı Karadeniz / Abant Gölü (Salmo Trutta Abanticus) (10)
Doğu Anadolu Bölgesi (11)
Tüm bu yapısal/karakteristik çeşitliliğe rağmen Türkiye deki tüm akarsular sinek balıkçılığına uygun değildir. Sinek ile alabalık avcılığı tekniğinin kullanılması için bir kaç metrelik hazırlık atışı alanına ihtiyaç vardır. Ama Türkiyede alabalığın bulunduğu sular genellikle orta ve küçük boyuttaki kaynağa yakın sulardır ve buralarda uygulanabilecek sinek ile av tekniği ekseriyetle dağlık küçük sularda ve koyu bitki örtüsü altında uygulanan küçük su tekniğidir. ( atış mesafesine az veya hiç ihtiyaç duyulmayan bir tekniktir )
Genel olarak Türkiyede sinek ile alabalık avcılığının uygulanabilirlik analizini yapmak için ülkeyi topografik olarak 4 bölgeye ayırmak uygun olacaktır;
1. Orta ve Doğu Anadolu Bölgesi
2. Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi
3. Batı Karadeniz ve Ege Bölgesi
4. Akdeniz Bölgesi
1-ORTA VE DOĞU ANADOLU BÖLGESİ:
Orta Anadolu platosundan başlayarak doğuya doğru yol aldığınızda yavaş yavaş dağlık yükseltilere ulaşır ve en nihayetinde de Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye olan sınırlara varırsınız. Güneydoğu Anadolu bölgesi Mezapotamya bölgesinden geçip Basra Körfezine dökülen iki ana nehri doğurur; Dicle ve Fırat. Bu nehirlerin sayısız kaynak suyunda milyonlarca yıldır yüzen çeşitli alabalıklar barındırır. Yalnız Orta ile Doğu Anadolu akarsuları aynı bölgeden doğup farklı havzalara boşalabildiklerinden bu iki bölge çalışmamızda ayrı olarak ele alınacaktır.
Doğu anadoludaki en yoğun doğal alabalık populasyonları genellikle akarsuların kaynak kısımları yakınlarında bulunmaktadır. Bu akarsuların akış hızları orta düzeyde olup kaynakları ise yüksek eğimden dökülmektedir. Bölgenin nüfus yoğunluğu düşüktür ve koyu bir bitkli örtüsüne de sahip değildir. Vadi tabanlarına doğru inildikçe akarsular yan kolların da desteğiyle akış yoğunluğu artıp hızı yavaşlaması neticesinde sinek ( fly ) balıkçılığı için çok müsait bir ortam oluşturmaktadır. Aşağıda Fırat’ın ana kaynak sularından birini görebilirsiniz.
Munzur Nehri ( Doğu Anadolu )
Orta Anadoluda Dicle ve Fırat dışında yer alan diğer akarsular ise Akdeniz havzasına boşalan Seyhan ve Ceyhan Nehirlerinin kaynak sularıdır Bu akarsuların tekneleri gayet geniştir. 1700 metre yükseklikteki bir platodan tek bir kaynaktan çıkıp sakin bir şekilde alçalır. Ve Soğuksu deresş Türkiye’deki kaynak suları içinde sinek balıkçılığına en uygunlarından biridir. Dere çok düşük eğimli yemyeşil bir vadiden aşağıya doğru sakince akar ve endemik ( sadece bu bölgede bulunan ) Platycephalus ismiyle literature geçmiş bir alabalığa ev sahipliği yapar.
Sinek ile yakalanmış bir Platycephalus
Orta Anadolu Bölgesi – Soğuksu deresi
Sinek balıkçılığı ile yakalanmış başka bir Platycephalus
2- ORTA VE DOĞU KARADENIZ BÖLGESİ:
Bu bölge de topografik karakter yönünden 2 farklı alt katagori olarak incelenmelidir.
Orta Karadeniz bölgesi koyu bir bitki örtüsü altında pek çok küçük dere barındırmaktadır. Bu bölge dereleri yükseltilerin eriyen karlarından kaynaklı olarak mevsimler itibariyle fazla değişkenlik gösterir. Pek çok dere tatminkar bir debiye ancak vadi tabanlarında nüfüs yoğuluğunun arttığı bölgelerde ulaşmaktadır ki bu durum avlanılacak alabalık sularını Türkiye gibi bir ülkede kısıtlamaktadır.
Mayıs ayında akış hızı en hızlı olduğu küçük bir dere
Doğu Karadeniz bölgesi ise aksine alabalık avcılarının imrendiği şekilde pek çok sayıda mükemmel su kalitesinde ve çeşitli akış hızında koyu bitki örtüsü altında dere barındırmaktadır. Kaçkar Dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçlarından akan sularında trofe boyutlarda doğal deniz alalarına da evsahipliği yapmaktadır. ( Salmo Trutta Labrax ) . Doğal dere alası ile deniz alası barındıran akarsulardan bazıları şöyledir ; Fırtına, Çağlayan ve İkizdere. Bu 3 akarsuyun debileri yüksek olmakla birlikte vadi aşağılarına indikçe hızını kaybetmekte ve sinek balıkçılığına uygun şartlar oluşturmaktadır.
Fırtına Deresi
3- BATI KARADENIZ VE EGE BÖLGESİ:
İstanbul metropolünün batısında Yıldız Dağlarından Karadeniz’e boşalan hafif akış hızı ile sinek balıkçılığına müsait pek çok küçük dere yer almaktadır. Yalnız bölgenin nüfüs yoğunluğu ve de gelişmiş ulaşım imkanları doğal alabalık varlığını olumsuz etkilemektedir.
Yıldız dağlarından Karadeniz’e boşalan güzel bir dere
Diğer yandan Ege bölgesi, özellikle Biga Yarımadası alabalık varlığı açısından bir cennet olarak değerlendirilebilir. Bu yarımadanın alabalığı etkileyici fiziki yapı ve renk/desen değişkenliği sergilemekle birlikte ayrıca genetik olarak Karadeniz alabalığı orijinli olduğu tanımlanmıştır. ( Akdeniz havzasına boşalmasına rağmen ) Bu bölgenin suları dik yükseltilerden orta dereceli bir debi ile havuzlar oluşturarak aşağıya akarlar. Yalnız bölge suları çok yoğun olarak balıkçılık baskısı altındadır. Doğal alabalıklar ancak kaynaklara yakın kısımlar ve koruma altındaki Milli Park sınırları içinde yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bölge suları bahar aylarında karların erimesiyle ulaştığı debiyle yaz ortasına kadar tatminkar bir akışa sahiptir. Yalnız Temmuz ayında artan ısıyla birlikte suların debisinde muazzam bir düşüş yaşanmakta ve de balıklar için pek de uygun koşullar oluşturmamaktadır.
Mayıs ayında küçük bir yan kol
Temmuz ayında ana dere
Ağustos ayında yükseklerden akan bir yan kol
4- AKDENİZ BÖLGESİ:
Akdeniz dere ve çayları sinek balıkçılığı yapmak için mükemmel şartlar sunmaktadır. Kaynaklar kayalık yamaçlardan deniz seviyesinden 300 m yüksekten vadi tabanına yüksek debide akmakta ve alabalık habitatı kilometrelerce sürmektedir. Çam ormanları içindeki derin vadilelerden akdenize akan bu sularda avlanmak büyük bir keyiftir. Bu çayların bazıları şöyledir ; Manavgat, Aksu, Köprü, ve Dim. Bu akarsular alabalık için harika adreslerdir, ama maalesef hepsinde doğal alabalık artık bulunmamaktadır.
Fikir vermesi açısından Aksu çayı debisi 1343 hm3/yıl, Köprü çayı da 555 hm3/yıl dır.
Akdeniz bölgesinde bir akarsu
Bir Akdeniz deresinin üst kısımları
Bir Akdeniz alasını salarken
Bir küçük Akdeniz deresi
Başka bir Akdeniz alası salınırken
ALABALIK EKONOMİSİ
Alabalık dünyada milyonlarca insanı büyülemiş bir balıktır. Ve sadece Kuzey Yarımkürede değil, 19. yy. da bilimsel gelişmeler neticesinde Güney Yarımküreye de bu hayranlık yayılmıştır. ( Alabalık doğal şartlarda sadece kuzey yarımkürede yaşar ) Artık Kenya’nın nehirlerinde avlanılabildiği gibi. Güney Amerikanın Patagonya bölgesinin muhteşem göllerinde de av vermektedir. İnsanoğlu çeşitli sebeplerle göç ettiği ve yerleştiği yerlere de bu balığı taşımış ve aşılamıştır. Ve alabalığın yayılması ile sportif balık avcılığı ve sinek balıkçılığı da aynı hızla yayılmıştır. Bugün olta balıkçılığı ve de özellikle sinek balıkçılığı ( fly ) ulusal ve yerel ekonomilere milyonlarca dolar gelir kazandırmaktadır.
“Bir alabalık bir kere yakalanmayacak kadar değerlidir” söylemi pek çok balıkçının düstüru olarak alabalık bugün tüm dünyada yakala-bırak kültürü ile özdeş sinek avcılığı ile tutulmaktadır. Ve sözkonusu etik yaklaşım yoğun baskı altındaki bölgelerde sürdürülebilir avcılığı destek bir anlayış teşkil etmektedir.
RASTGELE-DER Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği bu yaklaşım çerçevesinde alabalık stoklarının sürdürülebilir yönetimi adına Türkiye sularında sinek balıkçılığının gelişimi ve desteklenmesi hedeflemektedir. Ve böylesi bir yönetim/işletim stratejisini ülkede yerleştirmemizin yolu dünyada ve Türkiye’deki balık avcılığı sektörünü derinlemesine ekonomik analizini yapmak yoluyla bizim “ekonomik ve doğal” değerlerimizi bu gözle mukayese etmemize olanak verecektir ki kanımca biz bu değerimizin henüz farkında değiliz.
DÜNYADAKİ SPORTİF BALIK AVCILIĞI EKONOMİSİ
Şu ana kadar odaklandığımız konu Türkiye sularının doğal alabalık varlığında barındırdığı potansiyeli değerlendirmek ve ( sinek ) balıkçılığına bölge suların bölgesel topografik duruma gore uygunluğu incelemekti. Bu araştırmada bundan sonraki yaklaşımımız dünyada mevcut amatör balık avcılığı ekonomisiyle ilgili yerel yetkililerde bir bilinç oluşturmak için bu konularla ilgili makaleleri incelemek olacaktır. Bu amaçla seçilen ve özetlenen makaleler aşağıdaki gibidir ;
1)The Economic Impact of Game and Coarse Angling in Scotland -
(Sportif ve Kıyı balıkçılığının İskoçya Ekonomisine Etkileri)
(Scottish Executive Edinburgh 2004) Prepared for Scottish Executive Environment and Rural Affairs Department
Alan Radford, Geoff Riddington, John Anderson,Glasgow Caledonian University Hervey Gibson, Cogentsi Research International Ltd –
2)Social and Economic Value of Recreational Fishing in Northern and Central Europe – ( Sportif Balıkçılığın Kuzey ve Orta Avrupadaki Sosyal ve Ekonomik Değeri )
Data from Actual Surveys - prepared by European Anglers Alliance. ( EEA )
3)The Value of Recreational Fishing in California – ( Kaliforniyadaki Sportif Balıkçılığının Değeri ) Direct Financial Impacts – January 2008
4)Hunting and Fishing ; Bright Stars of the American Economy – ( Avcılık ve Balıkçılık; Amerikan Ekonomisinin Parlak Yıldızları ) Report by the Congressional Sportsmen’s Foundation ( 2006 )
SONUÇ
Mevcut Durum:
• Sportif balıkçılık Türkiye’de çok geri bir yaklaşımla yönetilmektedir. Her iki yılda bir Tarım ve Köyişleri Bakanlığı altında yer alan KKM ( Koruma Kontrol Müdürlüğü ) tarafından bir tebliğ hazırlanmaktadır. Sözkonusu tebliğin hazırlanma aşamasında merkezi yönetim taşra teşkilatından bölgeleri ile ilgili önerilerini/yorumlarını alır. Ve genelikle merkez teşkilat taşra teşkilatının keyfi istek ve değerlendirmeleri neticesindeki yasak dere ve göl önerilerini hiç bir bilimsel çalışmaya dayandırmadan tebliğe dahil eder. Size durumu daha net bir şekilde göstermek adına; şu andaki yasaklı içsu sayısı 563 adettir ve de her tebliğ yenileme döneminde bu sayısı arttmaktadır. Ve hatta içinde kurbağa dışında bir canlı barındırmayan dere ile su bulunmayanlar bile yasak kapsamına alınabilmektedirler.
• Kırsal bölgelerde kontrol ve gözetleme yetkisi Jandarma, Milli Park ve Orman memurlarındadır. Ama sözkonusu yetkili birimler çoğunlukla bölgelerinin bağlayıcı balıkçılık kanun ve kuralları hakkında bilgi sahibi olmamakta ve hatta Anayasaya aykırı bir şekilde kimi yerel teşkilatlar kendi insiyatiflerinde yasak uygulamaya kalkışabilmektedirler. Ve mevcut tebliğe uygun bir avlağa kilometrelerce yol katederek ulaşan bir balıkçı için böylesi bir yerel yasakla karşılaşmak ciddi problem yaratmaktadır. Böylesi durumlarda görevlilere tebliğ kurallarını anlatmak ve ikna etmeye çalışmak yoluyla uzlaşmaya çalışırız. İkna edemediğimiz durumlarda ise balık avıımızı bırakıp bir üst yetkili ile görüşmek üzere yakınlardaki ilçe teşkilatına yönlenmekteyiz. Bu durumda kilometrelerce yol alıp ulaştığınız avlağı bırakıp yetkililere mevcut kuralları ve yasakları izah etmeye çalışıp kanunlara uygun hareket etmelerini sağlamanın ne kadar rahatsız edici bir durum olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.
• Tüm bunların dışında, ilave edilmesi gerekir ki, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı yetkililerinin kanun dışı hareketleri engeleyecek ve caydırıcılık sergileyecek silaha ve yeterli donanıma da sahip değillerdir.
Yapısal Öneriler:
• İç suların yönetimi ; saha çalışmaları ve akarsuların balık faunasını inceleyen bilimsel çalışmalar, derelerdeki balıkçılık baskısı balıkçılarla ve balıçılık dernek ve klüp üyelerine düzenlenen anketler ve bölgedeki Üniversite ve araştırma teşkilatları ile eşgüdümlü çalışmalar ile ölçülerek yapılmalıdır.
• Balıkçılık yetkisi düzenleyici otorite tarafından düzenlenecek bir eğitim ve mütakibinde bir sınavla verilmelidir. Sınavı geçenler balıkçılık yapabilmelidir. Kuralların çiğnenmesi halinde kişinin ehliyeti alınmalıdır ve kaçak avcılığın cezası cayudırıcı olmalıdır.
• Orman Muhafaza ve Koruma Kontrolle yetkili kamu görevlileri mevcut kanunlarla ilgili ( en azından kendi bölgeleri hakkında ) bir bilgilendirme ve eğitimden geçirilmelidirler.
• Orman içi ve hariç sayılan sular yeni tebliğ de netleştirilmeli ve açıkca belirtilmeldir
• Özel avlak hakkı kanunen netleşmeli ve aynı zamanda yatırımda bulunan özel/tüzel yapı için de bu arazinin korunması hakkı kanunen tanımlanmalıdır. Böylesi sportif balıkçılığa yönelik yatırımlar yerel ekonomilere de olası katkısı gözetilmek yoluyla vergi muafiyeti ve kredi imkanları gibi yollarla teşvik edilmelidir.
• Burada bahsedilecek bir diğer önemli husus ise doğal alabalık barındıran akarsular üzerinde mevcut balık çiftliklerinin durumudur. Çok net bir biçimde kanunda yer almasına rağmen Türkiye’de pek çok alabalık çiftliği kaynak bölgesine doğal alabalık varlığını ve su kalitesini olumsuz etkileyecek derecede yakınına kurulmaktadır. Ve dereye kontrolsüz ve filtresiz atık boşalımı diğer bir husustur. Kültür balıkçılığı Türkiye’de muazzam bir hızda gelişmiş ve yayılmıştır Ve ülke ekonomisine çok fazla getirisi mevcuttur. Ama sportif balık avcılığı da muazzam bir ekonomik potansiyel barındırmaktadır ve uygun bir işletim yaklaşımıyla her iksinden de bu ülke faydalanabilecektir.
Pratik Öneriler:
• Sportif balıkçılık turizmi için bir pilot bölge seçilmelidir. Ve biz RASTGELE-DER olarak Akdeniz bölgesini, özellikle de Antalya’yı çevreleyen akarsuları önermekteyiz. Gerekçelerimiz şöyledir ;
• Akarsuların sakin akması ve uzun mesafeli alabalık alanı ( zone ) ihtiva etmeleri bakımından topografik özellikleri fly ( sinek ) balıkçılığına çok uygundur.
• Bölge kolay ulaşım ve konaklama avantajı taşımaktadır.
• Fly balıkçılığı yakala bırak felsefesi ile tüm yıl yapılabilen bir aktivitedir. Böylesi bir turizmin bölgede yapılması ile ölü sezonlarda da turizm aktivitesini arttıracaktır. Tek olumsuzluk kış aylarında derelerin bulanmasıdır ama sözkonusu dönemler kısa sürmektedir.
•Yukarıdaki 4 makalede sportif balıkçılık turizminin ekonomik etkilerini özetledik. Böylesi bir ekonomik potansiyel ile sadece şehirler değil, taşra bölgeleri de ekonomik getiriden nemalanabilecektir.
• Bölgenin sosyo ekonomik seviyesinin yüksek olması böylesi bir yaklaşımı yerleştirmeyi kolaylaştırıcı bir unsur teşkil etmektedir. Aslında bölge insanı turistik aktivitilere fazlaca aşina olduklarından bu büyük bir avantaj teşkil etmektedir.
• Ayrıca bölge ve ülkenin doğal alabalıklarda barındırdığı fiziki karakteristik çeşitlilik dünyadaki tüm sportif alabalık avcılarını fazlaca cezbeden bir unsur teşkil etmektedir.
Türkiye’nin alabalıkları bu coğrafyaya özeldir ama hergeçen gün bu hazinemizi dramatik bir biçimde kaybetmekteyiz. Çok yakın bir sure önceye kadar doğal alabalık barındıran pek çok yüksek alabalık suları artık boş ve cansız akmaktadır.3 farklı iklimsel alan ve 4 farklı havzaya akan böylesi coğrafyada maalesef alabalık hoyratça tükettiğimiz bir varlığımız, hazinemizdir.
Sürdürülebilirlik çevremize karşı takınacağımız en doğru küresel yaklaşımdır ve bu yaklaşım ülkemizde acilen özümsenmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde sahip olduğumuz alabalık varlığımızın ve genetik çeşitliliğimizin çok değil, 10 yıl içinde pek çoğunu kaybedeceğiz.
RASTGELE-DER
Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği
THE SOCIO - ECONOMIC POTENTIAL OF ANGLING NATIVE
TROUT IN TURKEY
Prepared by
RASTGELE DER
Introduction
Rastgele-Der, Society of Amateur Anglers has been established in 2002 with an objective of developing angling in Turkey. Rastgele is an expression used among anglers meaning good luck in fishing (or like the Petri heil, as in German). Our core aim is to improve conservation of aquatic habitats, especially that of native trout, which is the most fragile freshwater species and yet the most valued sportfish. The society has played a significant role in the improvement of Fishing Regulations from the renewal of the Circulary for Amateur Fishing in 2006 with increasing efforts in struggling to conserve native trout species against threats such as overexploitation, pollution, overfishing and poaching. However, surrounded by three different sea ecologies ( Mediterranean, Black and Marmara Sea) and inhibiting the headwaters of the main rivers of the Middle East flowing to 4 different basins, Turkey is unfortunately not capable of governing and managing this aquatic potential properly.
We anglers, not principally nature scientists nor professionals like the aquaculturists, are only nature enthusiasts having a sole benefit depending on the sustainability of the aquatic nature more than any party else. As an angling association, our main purpose in attending such a symposium is actually to take the attention of the governing authorities, global investors and especially the worldwide anglers to the vast potential this geography inherits in fishing, and
actually fly fishing native trout. Sustainability of native trout is the core of our interest and focusing on the socio economic aspects of game fishing for native trout will be the method of this paper in reaching this end.
Main topics of this essay that we will be presenting are :
• The Natural Potential : Turkey’s natural potential in terms of trout species and geographic suitability for fly fishing.
• Trout Economy : A trout perspective to economy
• (Fly) Fishing Economy Worldwide : A broad view on the studies on angling economy/tourism worldwide
• Conclusıon;
1) Potential threats for native trout
2) What is done –current situation
3) What can be done – proposals as Rastgele Der - Designing a management strategy with the mutual consensus of the stakeholders.
The Natural Potential - The Beauties Swimming in
Turkey’s streams for Thousands of Years.
Turkey is a special place to study trout ; first and foremost because it has received few to no introductions of non-native trout. If you can find a trout then you know that it is native and pure. Tortenese wrote in the 1950 s “ I am sure that no fry ever came from other countries. Such condition being nowadays rare, the study of these salmonids has an outstanding interest”1. Similar to above mentioned quotation,, the streams of Turkey, unlike U.S.A and the European continent, has the potential of different native trout specimens2. This fact actually attracts the attention of not only of natural scientists but also of trout anglers who seek fishing different trout specimens from all around the world. What actually affects the specimen variation is that the headwaters of rivers flowing to four different basins (the Mediterranean, Black, Caspian and the Persian Gulf) which all originating from Turkey have different climatic, terrain and chemical characteristics.
Turkey is actually a remarkable geography for trout anglers. Trout caught in waters flowing to different basins shows different physical characteristic and colorings. Following fascinating photos of different specimens of brown trout fished by Rastgele-Der members reinforces this thesis.;
Brown Trout from the South East Anatolia Region (1)
Brown Trout from the South East Anatolia Region (2)
Brown trout from the Western Black Sea Region (3)
Brown trout from the Aegean Region (4)
Brown trout from the Aegean Region (5)
Brown trout from the South Eastern Anatolia
( Sub Sprecies- Platycephalus ) (6)
Brown trout from the Mediterranean Region (7)
Brown trout from the Eastern Black Sea Region (8)
Brown trout from the Central Black Sea / Abant Lake
(Salmo Trutta Abanticus) (9)
Brown trout from the North East Anatolia Region (10)
With all the specimen richness of Trouts in Turkey, however, not all the streams are favorable for fly fishing. For fishing with fly, you occasionally need several meters of casting distance. Many of the streams where the best populations of native trout are found in Turkey are moderate or small headwater streams, and the fishing tactics most well-suited to such streams are those used generally for small-stream fishing in mountainous or highland areas.
When making such an analysis, it will help us to make a topographic classification by dividing the country into 4;
1. Central and Eastern Anatolia Region
2. Central and Eastern Black Sea Region
3. Western Black Sea and the Agean Region
4. Mediterranean Region
1- Central and Eastern Anatolia Region
The topography of Turkey, starting from the central Anatolian plain, ascends as one travels east into mountainous highlands and ends at the boarders with Georgia, Armenia, Iran and Iraq. This region produces two main rivers, Euphrates and Tigris, that traverse Mesopotamia and flow into the Persian Gulf. In the numerous headwaters of these two rivers, one can find native trout that have been inhabiting these waters for millions of years. However as the topographic characteristics different from one drainage to the next, the streams of Central and Eastern Anatolia will be studied separately in this paper
In the Eastern Anatolia region, the best populations of native trout are generally found in headwaters where stream flow is low or moderate and the source springs are located at high altitudes where the elevation is steep. However the region is neither heavily populated nor wooded, and gradually lowering into the bottomlands of the valleys the streams generally receives tributaries which increase the flow and at these lower altitudes the streams lose gradient with a wide catchment basin creating a favorable condition for fly fishing. A beautiful stream from the headwaters of Fırat (Euphrates) can be viewed below ;
Munzur River ( Eastern Anatolia)
The headwater streams located in Central Anatolia other than the Euphrates and Tigris actually are the waters of the rivers Seyhan and Ceyhan that drain to the Mediterranean sea and the stream basins of these waters are quite flat. They are fast-flowing spring fed streams flowing steadily in a highland plateau at an altitude of 1700 meters. The head water named Soğuksu is actually one of the best locations in Turkey for fly fishing. This stream gently flows through pastures and meadows of grass which is inhabited by an endemic sub-species of brown trout called Platycephalus only found in this region of the world.
Central Anatolia Region – Soğuksu Stream
Platycephalus angled in Soğuksu Stream
2- Central and Eastern Black Sea Region
This region should also be studied in two different sub-categories as both areas differ from each other in topographic character.
The Central Black Sea region includes many small streams under dense vegetation. The flow rate of these streams vary from season to season as the headwater springs are quite small and are affected by the highland melting snows during the spring. Most of the streams only reach a satisfactory level of flow and steepness where the human populations gets denser which as a result restricts trout waters that could be fished.
The Eastern Black sea region on the other hand has an exceptional number of streams with excellent water quality, varied flow rates, and densely wooded vegetation which provide the classic mountain landscapes trout fishers admire. The streams on the side of the Kaçkar Mountains that drain to the black sea basin also have native sea trout stocks ( Salmo Trutta Labrax ) with huge trophy sizes. The rivers that you can find both salmo trutta macrostigma and Salmo Trutta Labrax are the Fırtına, Çağlayan and İkizdere rivers located in the eastern part of Black Sea region. These 3 rivers have a high flow rate but a declining gradient closing to the sea which creates a favorable condition for fly fishing.
Fırtına River
This region of the country, which already is enjoyed by tourists interested in Alpinism, trekking and camping, has a remarkable potential in trout fishing but only if appropriate measures are taken.
3- Western Black Sea and the Agean Region
There are several ranges of mountains like the Yıldız in the west of the İstanbul metropolitan area which have several small free-stone streams draining to the Black Sea with a medium rate of flow but with a soft steepness which is perfect for fly fishing. However the region is highly dense in population with well developed transportation facilities which affects the native trout populations inversely.
The Aegean on the other hand, especially the Biga Peninsula could be called as the heaven of native trout. The fish of this region have been genetically identified as being of Black Sea origin ( although draining to the Aegean sea ) and are very bright colored with fascinating physical characteristics. The streams flow from the highlands in a steadily descending attitude with lots of pools generated. The streams of the region however are under extensive fishing pressure. The native trout has only survived in the highlands close to the springs or in national parks and protected conservation areas. The highland streams have a consistent flow rate during the spring season when the snow melts until the mid-summer in July.
The climate is not favorable for the fish after July as the temperature of the water rises and the flow rates decreases tremendously.
A small tributary stream in May
4- Mediterranean Region :
The streams of the Mediterranean have an excellent character for fly fishing. The streams flow out from the rocky cliffs of the Taurus Mountains into valleys where they drain to the Mediterranean sea. The flow rate is very high and trout habitat lasts for kilometers, with streams flowing through steep pine-forested valleys, providing an idyllic setting for fly fishing. Some of the rivers are ;Manavgat, Aksu , Alakır , Köprüçay and Dim streams. These are fascinating trout destinations but not all are inhabited exclusively by native trout any longer. The Aksu river has a flow rate of 1343 hm3/year and the Köprü River 555 hm3/year.
A beautiful stream in the Mediterranean region
Trout Economy
Trout is a fish that has fascinated millions of people on our globe and actually not only in the northern hemisphere but with the scientific developments of the 19th century, in the south as well. You can now fish trout in the rivers of Kenya in Africa or in awesome lakes in Patagonia of South America. Humans have taken this marvelous creature to the lands they somehow migrated or traveled. And with the spread of trout, so did angling. Today angling for trout, especially fly fishing accounts for millions of dollars of income to lacal and national economies.
“A trout is too precious to be caught once” being the motto of many anglers, trout is mostly fished within catch and release culture all over the world. This ethical behavior actually promotes the sustainability of trout in over pressured areas.
Rastgele-Der Angling Association in Turkey within this framework intend to develop / promote fly fishing trout in the rivers of Turkey with the aim of attaining sustainable management of trout stocks. And being able to adopt a management strategy, we actually need an in-depth economic analysis of the fishing sector both in the world and in Turkey that will act as an comparative indicator of the " economic and natural" value that we prosses which ı believe are " unaware of."
Fly Fishing Economy Worldwide
Up to here focus has been on the potential of native trout stocks available in Turkey with the regional topographic classification observing suitability for swinging flies. In this paper from now on we intend to create awareness of especially the local circles by taking attention on the fishing economy that is present in the world with the method of briefly overviewing such articles/studies on this issue. The articles/studies that have been carefllly selected and overviewed for this aim are;
1) The Economic Impact of Game and Coarse Angling in Scotland - (Scottish Executive Edinburgh 2004) Prepared for Scottish Executive Environment and Rural Affairs Department Alan Radford, Geoff Riddington, John Anderson,Glasgow Caledonian University Herver Gibson, Cogentsi Research International Ltd.
2) Social and Economic Value of Recreational Fishing in Northern and Central Europe - Data from Actual Surveys - prepared by European Anglers Alliance (EEA)
3) The Value of Recreational Fishing in California - Direct Financial Impacts - January 2008
4) Hunting and Fishing ; Bright Stars of the American Economy - Report by the Congressional Sportsmen's Foundation (2006)
-------------------------------------------------------------------------
1 Tortonese, Enrico;
2 PROSEK, James; “Trout of the world”, p.xx
... |