» üye girişi » sitemize üye olun
   
18 Şubat 2023 Cumartesi günü yapılan 10. olağan genel kurulumuz sonucunda yeni yönetim kurulumuz seçilmiştir. Eski yönetim kurulu üyelerimize teşekkür eder, yeni yönetim kurulu üyelerimize başarılar dileriz....             
 
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ, HATIRLAR İNSAN
Avın yapıldığı şehir : Ülkemin güzelliklerinden bir yer
Hava ve suyun durumu : Soğuk
Avda kalınan süre : Yaklaşık 10 saat
Kullanılan ekipman : Spin kamış, 0.18misina, mepss.
Yakalanan avın tür ve boyutları: 4 adet doğal ala öğle yemeği, gerisi suyuna iade.

YAPILAN AVIN HİKAYESİ:

Alabalık avı, özellikle de dere alabalığını avlamak amatör balık avcısı insanları peşinden sürükleyen keyifli bir uğraştır. Alabalığı yakalamak oldukça zor ve emek ister.
Alabalık birçok tatlı su balığı gibi kendini hemen avcısına teslim etmez.
Onun izini sürmeniz gerekir.

Doğayı suyu alabalığın olabilirliliğini bilmeniz, alabalığı tanımanız gerekir.
Yeminizi yutması yakaladığınız anlamına gelmez, kurtulmak için kendini parçalayabilir. Oltadan kaçanın bir daha oltaya gelmesi de zor bir ihtimaldir. Rakip bu kadar dişli ve saygın olunca onun peşinden gitmek de o kadar keyifli ve eğlenceli olur.

Alabalık avcılığı,her balık avcısı gibi,tatillerinin çoğunu balık avcılığı için feda ettikleri maceradır. Kimimiz olta (spin kamış ve mepss yada fly)ile kovalarız alabalığı, soğuğa ve elverişsiz dere yamaçlarına aldırmaksızın. Kimimiz şamandıralı olta yaparak tuzak kurarız. Biri kaçar diğeri kovalar yada biri bekler, diğeri gelir. Ama her iki durumda da, biri heyecanla beklerken, diğeri her şeyden habersiz belki biraz terettütle suda kayar tuzağa doğru. Kelimenin tam anlamıyla bir kovalamacadır. Hele bu alabalık, dere alabalığı ise.
Karşınızdaki sazan, kefal, turna vb.(Sazan avcısı arkadaşlar kızacaklar ama) değil, alabalıktır.
Yani zeki ve fiziksel uyarıcılara karşı çok hasas bir yaratıktır. Çünkü sese, ışığa ya da gölgeye hemen savunmacı bir tepki verir. Oltayı hemen yutmaz bazen burnu ile sertçe vurarak kontrol eder.
Ama bu durum bizi yıldırmaz. Bilakis avlanma için daha da teşvik eder. Karşınızdaki balık sıradan bir av olmadığı için sürekli uyanık olmanız gerekir. Peşine düşüp onu ürkütmeden kovalamalısınız. Dere alabalığını yakalamak yorucu ve dikkat ister. Sürekli yürür, olta sallarsınız,çok yorulursunuz,yorgunluk sizin hata yapmanzı sağlar güç durumlarla karşılaşır tehlikede yaşarsınız,.ama buna değer. Vazgeçmezsiniz.

Hele uyumlu bir arkadaşınızla birlikte ava gitmişseniz, daha da keyifli olur.





Alabalık avı, bence insanın kendine uyguladığı bir terapidir.

Bu nedenle de genelde alabalık avına gitmeyi tercih ederim.
Böyle düşünüyor ve sohbet ediyorduk sezonun sonuda iyiden iyiye yaklaşmıştı. Hadi şu ramazan günlerinde bir ayar çekelim de gidelim dedik ve alabalıkla buluşma düşüncesiyle yine yollara düştük.
Sinan orucunu seferi ettiği için, malum hazırlıklar yapıldı içecekler yiyecekler arabaya konuldu. Yolda herzamanki gibi sohbet yine alabalıktı.
Avlanılmış yerin sonradan yorumu yapılır da, gitmediğimiz bir yerin yorumu nasıl yapılır, siz düşünün. Gerçi tahmin etmişsinizdir, kimisi trofe, kimisi desen düşler, işte öyle yorumdu.
Sabaha karşı gideceğimiz yere vardık. Su güzel, ama biraz çekilmiş derler ya, sanki ılık ılık akıyordu.
Tabi karanlık olduğu için sadece sesini duyuyorduk.
Hava aydınlana kadar arabada biraz kestirdik. Aydınlanmaya başlayınca avlayabileceğimiz bir yer aradık. Arabayı güzel bir yere parkettikten sonra suyun yukarısına doğru yürümeye başladık. Parkur zorluyordu. Taşlar ıslak olduğu için ayağımızın burkulması an meselesiydi.

Güzel bir yer bulamasakta biraz çalıştık ama nafile, balık malık yoktu. Ufak tefek küçükler vardı. Onlarda mepssin suya düşmesiyle korkup kaçıyorlardı. Sonra Sinan'la biraraya gelerek B planını uygulayalım kararı aldıktan sonra, hemen toparlanıp arabaya bindiğimiz gibi tekrar yollardaydık.
Suyun kenarına geldik ve çok güzel gözüküyordu balığın şapırtılarınıda gördükten sonra da, hemen hazırlığı yapıp suya yaklaştık. Tabi sen at yok. Sen at merasimini hızlı geçerek suyla buluşturduk mepss lerimizi.

Ve ve ve bingoooooo.





İlk balığı ben aldım, o ara Sinan mepssi kurtarmaya çalışıyormuş. Bende geldi geldi deyince yok takıldı da ondan kamış eğiliyor dedi. Kendi kendime güldüm ve yok ben tuttum deyince Sinan kamışı oracıkta bıraktı. Koşar adımlarla benim yanıma geldi. Balığı çok merak ediyordu. Desenlerini inceledik, boyuna baktık. Gerçi 20 cm üstüydü ama yine de suya iade ettik. Sinan'la önceden sözleşmiştik. Eğer 25 cm ve daha üstü olmazsa alıkoymayacaktık.

Sonraları resimledikten sonra suya iadelerimiz devam etti.

Balık avcılığında iki çeşit avcılık oluşmaya başladı YAŞATANLAR ve YOKEDENLER.

Yaşatanlar, ayrı düşünceleri ayrı idolleri de olsa, birleştikleri ve beraberlikten keyif aldıkları sabaha kadar suyun başında bitmeyen sohbetleri tamamen balık ve doğanın sürdürebilirlik adına bizden sonralara ne bırakabilirizin kaygısıyla aynı fikri benimsemiş kişilere mümkün olduğunca ulaşmaktır.
Partneri balığı yakaladıktan sonra öpüp salmasını keyif ve gururla izler ve gelip arkadaşının balığı tutuşunu ve salışını tebrik eder, ayrıca da başka arkadaşlarına bu konuyu gururla da anlatır.
Onların sohbetleri hep balığı yaralamadan nasıl suya iade edebilirim ve suya iade ederken yok edenlerden birileri görse de, belki belki bu keyfi bende yaşayım nasılmış diye düşünse, balığı suya bırakırken kalabalık ortamlarda suya iade etmeyi tercih eder.

YOK EDENLER DE ise sadece skor vardır. Kafalarında ne ile tuttukları önemli değil, sayı olarak sudan ne kadar fazla balık aldıkları önemlidir.

Onlar için yarının da önemi yoktur.
O gün sudan ne kadar çok balık alabirim? Anlatırken de VALLA BALIĞIN KÖKÜNÜ KAZIDIM, BEN EN İYİ BALIKÇIYIM, diye anlatır etrafına.

Bilmez ki gerçekten kökünü kazıyorlar, balığın geleceği hiç düşünmeden.

Ercan GÜVEN (2008 Eylül)


Tarih: 17/11/2008
 

Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1...
yazının devamını oku »

RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK?
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı...
yazının devamını oku »

KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ?
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız...
yazının devamını oku »

DOSTLARLA AVLANMAK
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c...
yazının devamını oku »

EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU?

Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k...
yazının devamını oku »

Tüm köşe yazıları

İstanbul Ankara İzmir

 

Site içerisinde online olan kullanıcılar (1 kişi)
Kahraman Melek,
tarifler | hakkımızda | iletişim | basından haberler | balık ve kamp malzemesi | trofe | ilk yardım | linkler | rastgele-der ailesi