» üye girişi » sitemize üye olun
   
18 Şubat 2023 Cumartesi günü yapılan 10. olağan genel kurulumuz sonucunda yeni yönetim kurulumuz seçilmiştir. Eski yönetim kurulu üyelerimize teşekkür eder, yeni yönetim kurulu üyelerimize başarılar dileriz....             
 
SIRTI İLE SİNARİT AVIM
Avın yapıldığı şehir : Tekirova/Antalya
Hava ve suyun durumu : 35 derece ve rüzgar yok deniz sakin.
Avda kalınan süre : Gün boyu
Kullanılan ekipman : Rapala sahte yemler.
Yakalanan avın tür ve boyutları: Sinarit 2 Adet, Melanur 2 Adet, Balon Balığı birkaç tane.

YAPILAN AVIN HİKAYESİ:

Kazakistan da çalışırken tanıştığım, Hasan Usta aracılığıyla tanıştım İlhan Biliciler ile. Nisan başında ben Türkiye de izin geldiğimde görüştük, ancak müsait olmadı balık avı için, bu izinde kısmetmiş birlikte balık avlamanın keyfine varmak.

İlhan abi jikking ve rapala ile orta-derin suda büyük balık avı yapıyor sadece. Yemle pek işi olmamış, arada bir iri mercan tutmak için Gazipaşa ve Fethiye'de kullanırmış yemli takımı. Avdan iki gün önce gidip balık avı mağazalarını gezdirdi Antalya'da. Mağaza sahipleri ile tanıştırdı. (Bu arada gittiğim mağazalardan hiçbirinde tırıvırı da görmedim) Büyükçe bir mağazada meepsleri görünce dayanamadım bolca satın aldım. Bu arada tezgahtar “siz hala bunlarla mı uğraşıyorsunuz, biz İlhan abi sayesinde rapala ve jikking le devleri tutuyoruz” diye hafif kafa buldu benimle. Ama mevzu alabalık verdim veriştirdim bende.

Av günü sabah yedi gibi İlhan abi aldı beni evden, arabasının arkasında, römorkörde 4-5 metrelik, bakımlı olduğu her halinden belli fiber bir tekne, arka koltukta 9,9 hp yenice bir motor, düştük yola. Kemer tarafına gidip, Tekirova denen mevkiden denize açılacağız. Gittiğimiz yer çok güzeldi, bizim gibi gelen onlarca tekne suya açılmış, boş romörkörler baş başa kalmışlar sahilde. O tekneyi suya indirmeden önce hazırlamak, sonra dikkatlice suya indirmek çok zahmetli işmiş. Valla şaşırdım kaldım.



Cennet köşesi bir koydan usul usul açıldık, hedef Üç Adalar dedi üstad. Bu arada takımlar hazırlandı. İki takım salarak suya, kıyı boyu gezdik. Balık bulucu sinyal verdikçe heyecanlanıyorum. İlhan abi hangi noktada ne zaman hangi balıkları tuttuklarını anlatıyor, ben umutla bekliyorum. 3 adalara varıyoruz, etraflarını yokluyoruz.



Yok tek balık taarruz etmiyor. İlhan abi takımları kenara koydu, derinsu da jikking deneyelim diyor, yarım saat orda yarım saat burda tık yok. Yeni takımlar çıkarıyor, derin su için sırtı çekeceğiz. Oraya sür, buraya sür tık yok.

İlhan abi saatler geçtikçe hayıflanıyor, azıcık meltem yapsa, balık atlar, balık bol. Yalvarırcasına konuşuyor.

Azıcık meltem.

Misafirimizi balık almadan göndermeyelim. Ama benim balık umrumda değil, o kadar güzel ki deniz, o kadar güzel ki manzara. Bu bile yeter bana.

Akşam üstü 4 gibi kıyıdan dönüşe geçiyoruz. Yine İlhan abinin balık aldığı noktalar, o yine anlatıyor. Derken zımba gibi bişey yapıştı İlhan abinin takıma, hemen takımı sarmaya başladı. Ama kaçırdık balığı.
Yine salıyoruz takımı 2 dakika geçmeden yine İlhan abinin takım gidiyor elinden. Balık iri, kayaya girecek, motoru üstüne sür diyor.

Ne, ben mi? Nasıl yapacam?
O durumda onuda bir güzel anlatıyor. Balığın üstüne gelince durdurabiliyorum tekneyi, benim için büyük başarı.



Mücadele çetin geçerken, bende bir elimde kepçe bir elimde kamera anı ölümsüzleştiriyorum. Mavinin derinliklerinden gümüş bir plaka dönerek ve gittikçe büyüyerek geliyor az sonra, ben tecrübeli kepçeci olarak bir hamlede alıyorum balığı sudan.
İlhan abi rahatlıyor, misafirini boş göndermeyecek.
Ben seviniyorum, İlhan abi üzülmeyecek.
Balık yakışıklı ama biraz sinirli gibi bir hali var, 3-4 kg arası bir Sinarit bu.



Alay varmış, tekrar deniyoruz aynı yerde, 2 tane Milanur alıyor İlhan abi. Ben de tık yok. İşin erbabı değiliz derken, benim oltaya bir şey yapışıyor. Bu sefer aldım, diye ben bağırıyorum. Ama ufak diyorum. Sar babam sar, değişik bir balık, balıkçık forumlarında sık gördüğüm Balon Balığı bu. İlhan abi elini kaptırmamak için kargaburnu ile çıkarıyor rapalayı ağzından, ağzı parçalanan zararlı derin sulara geri dönüyor.
Muhtemelen diğer canavarlara yem olacak. Ya da ben öyle olacağını umuyorum.

Adrenalini biz de tattık, devam derken 1,5 kg bir sinarit daha alıyor İlhan abi. Böyle kısmetsiz bir günde akşam üstü azıcık meltem yapınca 2 melanur ve 2 sinarit ile tamamlıyoruz avı.

Tekneyi büyük bir beceri ile tek başına yine yüklüyor römorka. Yardım etmek istiyorum, ellettirmiyor. Tatsız bir şey olur, ben hallederim sen kenarda dur diyor. İzlemekte keyif verici en azından öğreniyorsun birşeyler. Antalya da da bulduk ustamızı, ondan da çok şey öğreneceğiz belli. Takımları, kamışları, makinaları, rapalaları takdir edilmeyecek gibi değil. Zaten ustalar olmasa biz nasıl çıkacağız bu işin içinden, değil mi?

Onur Akçay (Haziran 2008) Antalya

Tarih: 22/09/2008
 

Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1...
yazının devamını oku »

RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK?
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı...
yazının devamını oku »

KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ?
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız...
yazının devamını oku »

DOSTLARLA AVLANMAK
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c...
yazının devamını oku »

EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU?

Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k...
yazının devamını oku »

Tüm köşe yazıları

İstanbul Ankara İzmir

 

Site içerisinde online olan kullanıcılar (1 kişi)
Kahraman Melek,
tarifler | hakkımızda | iletişim | basından haberler | balık ve kamp malzemesi | trofe | ilk yardım | linkler | rastgele-der ailesi