» üye girişi » sitemize üye olun
   
ANASAYFA
HAKKIMIZDA
RESMi MÜRACATLAR
iLETiŞiM
MEVZUAT
BALIK ve BiZ
HAREKETE GEÇ
AV RAPORLARI
FORUM
ÇEŞNiLER
18 Şubat 2023 Cumartesi günü yapılan 10. olağan genel kurulumuz sonucunda yeni yönetim kurulumuz seçilmiştir. Eski yönetim kurulu üyelerimize teşekkür eder, yeni yönetim kurulu üyelerimize başarılar dileriz....             
 
İLK GÖZ AĞRIM ABANT. SAĞOL
Avın yapıldığı şehir : Abant Gölü
Hava ve suyun durumu : Sabah saatleri sıfırın altında olan hava sıcaklığı öğlene doğru parkalarımızı çıkarttırdı.
Avda kalınan süre : 6 saat
Kullanılan ekipman : 1500 lük Daiwa Cross Fire-i Makara. 0.18 Shimano Exage 3.300 kg. çekerli misina. Sap kısmı tarafımdan modifiye edilmiş Remixon Winner 1.80 cm. 5-15 gr. Atarlı spin kamış. Yem olarak: 2 nr. Mepps aglia Metalik üzeri kırmızı benekli. Mepps Aglia Metalik üze
Yakalanan avın tür ve boyutları: Toplam 4 Adet Abanticus.1 adet 54.5 cm. 1.800 gr.1 adet 45.5 cm. 1.150 gr. 2 adet 30-32 cm arası, porsiyon üzeri.

YAPILAN AVIN HİKAYESİ:

Abant Gölü ile tanışmam oldukça eskiye dayanır. Düzce’li olmam ve rahmetli babamın da iyi bir Amatör Balık Avcısı olması nedeniyle her yaz tatilimiz önce Abant’ta bir hafta civarı tatil + av ve sonra Akçakoca’da 10 gün tatil ile geçerdi. Yani gözümü açtım Abant’ı gördüm diyebilirim. Eski ahşap Koru Motel’in (ne yazık ki yandı) yanındaki ikiz ve ahşap bungalowlarda kalırdık. Artık onlar da yok. Her güzellik yok oluyor. Yerine gelmez olası beton geliyor.

Neyse, benim bu doğa harikasını tanımamdan bu yana aradan epey zaman geçtiği gibi, o günlerin güzelliklerini her geçen gün yok eden bir anlayışla sahip toplumun bireyleriyiz ne yazık ki.
Bu yapıda bir göl başka bir ülkede olsa eminim uluslar arası üne sahip bir Doğa Parkı olurdu. Nedense bizde yok edilmek için uğraşılıyor. Aslında Milli Park ve özel kanunla korunması gerekiyor amaaaa ... Neyse. Bu konu ayrı bir yanımız.
Neyse dedim ama, içimden gelenleri yazmadan da duramıyorum.

Gelelim av raporuma.
Bir çok konuda yazmayı/yazışmayı, paylaşmayı severim ancak av raporu konusunda gerçekten etkilendiğim bir av yapmadıysam yazamam.

Yani bu av muhteşemdi.
Abant'ta, biz de muhteşemdik.
Hafta sonu için yaptığım av planlarının hepsi yatıyordu. sevgili Sinan IŞILDAK’ı arayarak "Haydi Cuma günü (hafta içi) var mısın Abant’a" dedim.
Olumlu gelen cevap ve bize sevgili Mustafa ÜNALAN kardeşimin de katılımı ile ekip kuruldu. Sabah saat 03:00 da Ankara’dan hareket ettik. Yol Ankara çıkışında yol sorunsuzken, irtifa yükseldikçe buzlanma başladı. En az 9-10 aracın kaza yaptığı cam gibi buz üzerinde Bolu’yu geçtik. Sabah saat 06:30 civarı en eski göz ağrım Abant’taydık.
Hafta içi gitmemizin sebebi malum. Sessizlik ve Abant'ı ona saygı duyanlarla paylaşabilmek.
Ara sıra ağaçkakanların tatlı takırtısı haricinde duyulan ikinci baskın ses göldeki 8-10 adet olduğunu sandığım yabani yeşilbaş ördeğin bahara özgü cilveleşme sesleri.
Hepimiz bu sessizliğin değerini korumaya çalışarak başladık avlanmaya.

Bir saate yakın avlandığımız ilk av sahamızı terk edip ikinci olarak verimli olacağını tahmin ettiğimiz diğer sahaya geldik. Aynı sessizlik itinası ile sazlar arasına dağılıp ava başlamadan çocukluğunun bir bölümü babasının görevi nedeniyle Bolu’da geçmiş olan ve Abant’ın o günlerini hiç unutamayan eşim Canan geldi aklıma.
Bundan 5 sene evvel, bir İstanbul seyahati dönüşü Abant’a uğradığımızda bu halini görüp ağlayan eşim için, "Canan senin şansına" diyerek savurdum kaşığımı Abant’a. 10-12 atıştan sonra makaramın kolama dişlisinden gelen malum sesler adrenalin barajımın kapaklarını açmıştı. Senelerdir zaman zaman yanıma aldığım, ama kullanmaya değer ala denk gelmediği için kullanma şansım olmayan sustalı kepçeye bu gün büyük iş düşecekmiş. Belimden sıyırdığım kepçeye o muhteşem güzelliği girmeye ikna etmem sanırım bir 8-9 dakikamı aldı.



45.5 cm lik boyda ve daha sonra tarttığımda 1.150 gr. çekecek olan Abant Alası muhteşem bir güzeldi. Sevgili Burak KALAÇ’ın tuttuğu bir Abant alasında dikkatini çeken ve bana daha geçen gün tatlı tatlı anlattığı o sürmeli gözlere takıldım kaldım. Bu güne dek tuttuğum en boylu ala otların üzerinden ince kar örtüsüne doğru kayıyordu.

Hemen, o insanı aşık eden renklerin solmasına izin vermeden fotoğraf çekimine giriştim. Bir ara “ Yahu şimdi olur mu?” dedirten cep telefonumun çalmasına kadar resimledim onu. Arayan en fazla 150 metre solumda avlanan Ala Ustası Sinan’dı."Gel ağabey bu iskele muhteşem" diyordu. Sinan’a durumu aktarınca “ Helal olsun ağabey” diyerek sevincimi paylaştı. Kepçenin içinde girer girmez iğneden boşalan alanın sağlama alınmasını takiben kepçenin ağından iğneleri kurtarmaya çalışırken bir telefon sesi daha... Doğada çalan cep telefonunun sesine ne kadar gıcık olduğumu avdaşlarım bilir. Ama edinmemek için ne kadar direndiysem de, bir tane de benim cebimde var ve çalıyor işte meret.
Arayan yine Sinan. Hayırdır? Ses heyecanlı, nefes nefese. “Ağabey bir timsah ile mücadeledeyim, yetişin” dedi ve kapattı. Tuttuğum alayı kandıran kaşığın iğnelerinden henüz kurtaramadığım kepçeyi alelacele Mustafa’ya attım. "Kardeş yetiştir bunu Sinan’a" diyerek. Mustafa koşarak giderken Sinan elinde siyaha çalan bir kütle ile sazların arasından göründü.
Sinan yaklaştıkça siyah kütle büyüdü, büyüdü....
Sinan'ın elindeyken bolca fotoğraflayıp daha sonra elime aldığımda "Abant gölü canavarı bu işte" dedim.



Ölçtük, boy 54.5 cm. ağırlık 1.800 gr. Muhteşem bir ala.
Sanki o kafa bu Abanticus’a ait değildi. Tam bu boğa gibi, vücudu ile oranlayınca insanı ürküten bir kafa. Kıvrılıp ağzının içine dönen bir alt çene. Yani sözün özü, muhteşem bir trofe.
Sevgili Sinan ustalığını yine konuşturmuş, Mustafa kepçeyi yetiştiremeden iskeleden suya atlayarak toramanın galsamasına parmaklarını takmış, almış, avlamıştı onu.



"Sinan, senin tuttuğun ala benim tuttuğumu döver. Hatta kızdırmaya gelmez, yer kardeş" dediğimde ikimizin de keyfi, mutluluğu tavan yapmıştı.



İki toraman ile çekilen fotoğraflardan sonra Mustafa’nın da bu hazzı alabilmesini dileyerek, ava devam ettik. Sevgili Mustafa ÜNALAN deniz levreği avında gerçek bir ustasıdır. Ama bu onun ilk Abant avıydı. Ustaca atışlar yapan, özellikle sahte yemler konusunda büyük bir bilgi birikimi ve koleksiyonu olan Mustafa'da bu hazzı mutlaka tatmalıydı.
Bu arada farketiim ki, avdaki sessizlik ve hassasiyet konusunda tam bir takım olmuştuk. Sinan'ın mükemmel ustalığını zaten biliyordum, ama Mustafa ile ilk avımızdı ve ala avında hiç yabancılık çekmemişti.

Tekrar değiştirdiğimiz yerimiz sayesinde bir ssat kadar sonra Mustafa’da porsiyon üzeri Abanticus’unu ele geçirmişti. Geri salmak istese de "yeğenim onu tatmalı" diyerek ikna ettim Mustafa'yı. Bir yarım saat sonra aynı boy bir Abant güzeli de bana nasip oldu.



Avı bağlayacağımız saatlerin geldiğine inançla üçümüzde "tamam" dedik. "Bu kadar yeter". Yeni yapılan iskelede bu güzelliği seyrederek karnımızı doyurup, Abant haricindeki diğer çevre güzelliklerini kısaca ziyaret edip, dönüş yoluna geçtik.

İlk göz ağrım Abant. Sağolasın.



Bizler sana ne kadar ilgisiz, hatta saygısız davransak, seni gerektiği gibi koruyup, korutamasakta, sen bize toramanlarından ikisini o büyük cömertliğinle sunmakta bir sakınca görmedin.
Kadifelerden (Tinca tinca) arındırılmanı, önümüzdeki günlerde ava yasaklanmanı takiben bu toramanlara tekrar dokunabileceğim, tertemiz bir Abant'ta avlanacağım günleri iple çekeceğim.

Sizlere de nasip olur umarım. RASTGELSİN.

Tarık ERSAL (20 Nisan 2007)




Tarih: 28/07/2008
 

Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1...
yazının devamını oku »

RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK?
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı...
yazının devamını oku »

KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ?
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız...
yazının devamını oku »

DOSTLARLA AVLANMAK
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c...
yazının devamını oku »

EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU?

Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k...
yazının devamını oku »

Tüm köşe yazıları

İstanbul Ankara İzmir

 

Site içerisinde online olan kullanıcılar (1 kişi)
Kahraman Melek,
tarifler | hakkımızda | iletişim | basından haberler | balık ve kamp malzemesi | trofe | ilk yardım | linkler | rastgele-der ailesi