| |
 |
| KIŞ SAZANI |
Avın yapıldığı şehir : Anadolu
Hava ve suyun durumu : Rüzgarlı ve Soğuk
Avda kalınan süre : 9 Saat
Kullanılan ekipman : Sazan Takımları
Yakalanan avın tür ve boyutları: Sazan |
|
YAPILAN AVIN HİKAYESİ :
Bu sefer hikâye bir Cuma akşamı diye başlamıyor. Bizim için uzun sayılabilecek bir süredir balığa gitmemiştik. 2 hafta öncesinden konuşmaya başladık. Ne yapalım nereye gidelim? Epeydir de Kış Sazanı yapmamıştık. Sazan avına gitmeye karar verdik. Benim, gideceğimiz hafta içinde Ankara dışında olmam sebebiyle döndüğüm gün organize olmaya başladık. Aslında organizasyonun en önemli noktası yeterli odun teminiydi. Eh onu da hallettikten sonra ver elini avlak.
Cuma gecesi Ankara’nın buz kesen soğuğunda eve geldim. Cumartesi soğuk olacak belliydi, ama ne gam arabada 2 çuval odun hazırdı.
Her avdan önce olduğu gibi o gece gene heyecan bastı tüm bedenimi. Tabi uyku da kaçmıştı. Gene de biraz kestirmek amacıyla saat 12.30 gibi yattım ve 03.30 da cin gibi kalkmıştım. Hemen arabaya diğer malzemeleri de yükleyerek Kerem'i almak üzere yola çıktım. Kerem'de uyanmış beni bekliyordu zaten. Ekmek takviyesi de yaptıktan sonra Tuncay'ı almak üzere yola devam ettik. Tuncay'da aynı heyecanla bizi bekliyordu. Belki de heyecanımızın sebebi avın Kış Sazanı olmasıydı. Acaba tutabilecek miydik? Soğuk bizi nasıl etkileyecekti?
Bu duygularla, Tuncay'ın direksiyona geçmesiyle yola koyulduk. Gecenin karanlığında çok keyifli bir sohbet eşliğinde ilerliyorduk. Bir yandan Tuncay'ın hazırladığı kahvelerimizi yudumluyor, gene Tuncay'ın kendi hazırladığı CD den yol müziklerimiz dinliyorduk. Manzaranın ve yolculuğun tadı damağımda kalmıştı. Şafakın sökmeye başlaması manzarayı daha da güzelleştirmişti. Bir ara Tuncay'ın direksiyon sende demesi üzerine sağ koltuktan direksiyonu idare etmeye başladım. Benim bildiğim şoförün birkaç saniyelik meşguliyeti (emniyet kemeri bağlamak, sigara yakmak v.b) üzerine direksiyon yanındaki tarafından idare edilebilirdi. Yalnız benim direksiyon şoförlüğüm bitmek bilmedi. Tuncay'ın bir ara direksiyonun da iyiymiş dediğini hatırlıyorum. Ne yapıyor bu adam diye baktığımda, süper bir müzik eşliğinde video çektiğini gördüm. Benim direksiyon şoförlüğüm belki 10-15 dakika sürmüştü, ama ortaya da süper bir klip çıkmıştı. Tuncay bu işi biliyor
Hava aydınlanmaya başladığında avlak bizi harika manzaralarla karşıladı. Hava soğuktu ama sanki tahmin ettiğimizden daha mı sıcaktı ne? Bizden başka da kimse yoktu. ( One and only )
Tuncay kahvaltımızı hazırlarken biz de Kerem'le oltaları birer birer suyla buluşturmaya başladık.
Takımların suya gönderilmesi işi bittiğinde kahvaltı da hazırdı. Süper bir kahvaltıyla açlığımızı gidermiş, ateşimiz yakmış ve heyecanla beklemeye başlamıştık, buradan balık tutacaktık.
Yaklaşık yarım saat sonra kuzeyden esen rüzgarın şiddetlenmesiyle havanın beklediğimiz kadar soğuk olacağını anlamıştık. Hemen takviye kıyafetler giyildi, ateş canlandırıldı.
Beklemekten sıkılan aksiyon adamı Tuncay oltaların yüzüklerinin buz tuttuğunu fark edince ateşin başına gelmekte gecikmedi.
Sazan avı için bütün şartları yerine getirmiştik. Özenle hazırlanmış yemler, çeşitli teknikte olta takımları, sahanın yemlenmesi, ama bir türlü ziller çalmıyordu. Acaba balıksız mı dönecektik?
Baktık böyle olmuyor oltaları ve zilleri takip etmesi için , orada yaşayan tecrübeli bir sazan köpeği tuttuk ve oltaların bakımını ona bıraktık.
Ateş başı muhabbet ve o soğukta yapılan şekerleme sonrası , baktık balık yok ben Tuncay'a köfteleri yapalım mı artık dedim. Dememle birlikte sessizliği bozan ve köftelere itiraz eden bir zil sesi duyuldu. Hepimizde kısa süren bir şaşkınlık. Baktık ki zil sesiyle beraber kamışlardan bir tanesi suya doğru selam veriyor. Kısa bir koşturmaca, kamış benim elimde, fotoğraf makinesi Tuncay' da, Kerem kepçeyle suda. Makinenin zaman zaman boşa dönmesinin çıkardığı ses fena bir balık olmadığını düşündürüyordu ki, yarı yolda suyun üzerine çıkan görüntüden yaklaşık 2 kg lık bir aynalı sazan olduğu anlaşıldı. İyi bir ekip çalışmasıyla da kısa sürede livardaki yerini aldı. Dikkatimizi çeken bir husus balığın suyun dışında fazla çırpınmaması oldu. Demek ki soğuk bizleri olduğu kadar balıkları da etkiliyordu.
Güneşin kaybolmaya başlaması ile birlikte artık soğukta etkisini artırmıştı.Mıntıka temizliğini tamamladık, oltaları topladık ve gene keyifli bir dönüş yolculuğuna başladık.
Biraz uzunca bir rapor oldu ama üzerimde balıksız geçen ve geçecek günlerimizin etkisi vardı sanırım.
Dr. Bahadır CAN (29 Aralık 2007)
|
|
|
|
|
|
|
Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1... |
| yazının devamını oku » |
|
|
| RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK? |
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı... |
| yazının devamını oku » |
|
|
| KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ? |
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız... |
| yazının devamını oku » |
|
|
| DOSTLARLA AVLANMAK |
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c... |
| yazının devamını oku » |
|
|
| EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU? |
Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k... |
| yazının devamını oku » |
|
|
