» üye girişi » sitemize üye olun
   
18 Şubat 2023 Cumartesi günü yapılan 10. olağan genel kurulumuz sonucunda yeni yönetim kurulumuz seçilmiştir. Eski yönetim kurulu üyelerimize teşekkür eder, yeni yönetim kurulu üyelerimize başarılar dileriz....             
 
SAMSUN ALTINKAYA BARAJI
Avın yapıldığı şehir : SAMSUN ALTINKAYA BARAJI
Hava ve suyun durumu : Hava parçalı bulutlu genelde açık 25-27 derece
Avda kalınan süre : 3 gün
Kullanılan ekipman : Mantarlı ve dip takımları.
Yakalanan avın tür ve boyutları: Pullu sazan 2 - 5 kg arası toplam 150-200 kg (iade edildi)

Bu senenin Altınkaya avı gerçekten en unutulmazlar arasında yerini aldı. Bunun en büyük sebeplerinden biri, Ankara – Adapazarı ve İstanbuldan gelen ayrı ekiplerin son derece senkronize şekilde buluşup, avı önceden planlandığı şekilde sürdürüp, hem balık avlayıp hem de kadim dostluklar oluşturup bitirmeleri idi. Amatör balık avcılığının büyük dostluk ve kardeşliklerin kaynağı olduğunu bir daha anlamış olduk.

Gelelim uzuuun hikayesine…
Mayıs ayında Ankaradaki seminerim öncesinde attığım bir mesajımda, yasak kalkmadan 1 gün önce Altınkayaya gidip yasağın kalkması ile birlikte 3 günlük bir av yapacağımı yazmıştım. Bunun üzerine Ankaradaki kardeşlerim Bahadır, Tuncay ve Kerem beni haziran ayında arayıp carp trio olarak kendilerinin de bu ava iştirak edip edemeyeceklerini sordular. Kabul etmek ne kelime?! sevinçten ne yapacağımı şaşırdım. Hemen bir plan ve liste yaptık. Bu listeyle birlikte avdan 3 hafta önce beklenen gün gelsin diye sabırsızlıkla beklemeye başladık.Tuncay Kerem Muzaffer ve Bahadırla her gece maillerde balık avlamaya başladık.
Planımız 3 günlük avdan önce bir öğleden sonra Vezirköprüde buluşmak üzerine kurulmuştu. 2 botu ve Tuncayın teknesini akşamdan yükleyip, kıyıda küçük bir kamp kurup yasağın kalkmasını bekleyecek ve sabah gün doğmadan gerçek balık noktasına doğru yola çıkacaktık. Fakat son günlerde planda ufak bir revizyona gittik. Yasağın kalkmasını kıyıya iniş noktasında değil de ana kampı kuracağımız yerde bekleyelim dedik. Yani kıyıya iner inmez hemen botları ve tekneyi hazırlayıp yola çıkma kararı aldık.
Fakat Altınkayada her gün öğleden sonra çıkan sert poyraza karşı gidip gidemeyeceğimizden emin değildik. Nitekim ben varır varmaz boş bir botla hemen bunu denedim ve 10 dakika içinde bunun mümkün olmadığını anlayıp geri döndüm.
İşte ekibin kalitesi ile ilgili ilk durum da bu anda oluştu. Herkes akşama kamp kurma hevesi olduğu halde hemen gidemeyeceğimiz haberine hiç kimse üzülmedi. Hemen kıyıda bir masa kurup çayımızı demledik. Botlarımız yükleyip Ertesi günün avını sohbet ortamında yapmaya başladık. Gecenin ilerleyen saatleri ile birlikte kimimiz arabada, kimimiz çadırda kimimiz de şezlongların üzerinde kestirip sabah 3.00’ı beklemeye başladı.
Sabah 3.00 olur olmaz ben keşif yapmak üzere hemen yola çıktım. Arkadaşlara gideceğim rotanın bilgilerini verdim ve GPS leri ile benim rotamı takip etmek üzere yola çıktılar.
Uzun bir arayıştan sonra saat 5 civarında bir av ve kamp noktası bulup kendilerini buraya yönlendirdim.


Derhal botlardan eşyaları indirdik. Herkes birer olta alıp su kenarına geçti. Önce birer olta atıp sonra oltalar suda iken kahvaltı edelim diye düşünüyorduk.
Ben de tripodu kurmadan bir olta atıp bota yaslarım sonra çayı koyarım diyordum. Ancak oltayı attığım anda 1-1,5 kg lik bir sazan şamandırayı götürüverdi. Sezonun ilk balığı olan bu yakışıklıyı çıkardığımız anda herkesin yüzündeki mutluluğun fotoğrafı maalesef yok.



Bu bize öyle bir moral verdi ki kahvaltıyı daha da geciktirip biraz avlanalım dedik. O anda tüm oltalar 1-2 kg aralığındaki balıklar yakalamaya başladı. Herkes tuttuğunu iade ediyordu. Ancak yarım saat içinde 5. Balığı tuttuğumda bunu livara aldım. Boylar Altınkaya ölçeğinde tatmin edici olmasa da büyüğünün de geleceğinden emindik.
Kahvaltı sonrası oltalarımızın ayarını daha iyi yapıp beklemeye başladık. Carp Trio (Kerem-Bahadır-Tuncay) Boili denemek amaçlı hazırlıklarını yaparken, Adapazarı ekibi şamandıraları çalıştırıyordu. O arada bir adet balık hassas yaptığım bir oltayı suya götürdü. Maalesef çıkaramadım. Peşinden Abdullah abi çayını içerken onun kamışının suya gittiğini fark ettim. Oltayı elime aldığımda ucundaki de daha büyükçe bir parça olduğunu belli ediyordu. Balık Bahadır tarafından kepçelendiğinde 3.25 kg olarak tartıldı.



O arada benden yem isteyen Tuncay’a, küçük bir çam fidesinin gölgesine aldığım yem kutusunu vermek üzere uzandım ki işte kamp sakinlerinin hoşlanmadığı kene canlısı ile orada ilk görüşmemizi yaptık. Yem kovasının içine saklanan kene Dr Bahadır tarafından örneklenmek üzere canlı olarak bir kutuya konuldu. Tabii ki biraz gerilsek de tedbirimizi almıştık ve kontrolleri sıklaştırdık.
Bundan sonra sadece çadırları kurarken ağaçların arasında çok fazla dolaştığımız için bir kene de Bahadır’ın atletinde yakalandı. Bu durum kontrollerin önemini daha fazla kavramamızı sağladı. Bundan sonraki 2 günde ise hiç kene görmedik.
Balığa dönersek;
Bu ilk günün ikindi vaktinden sonra ben 15 parça, Abdullah abi ve diğer arkadaşlar ise 50 parça civarında yakalayıp iade etmişti. Bir ara balıkların boyu iyice küçülmeye başladı. Biz de oltaları bırakıp ızgaramızı yakalım dedik. Geleneksel Patlıcan salata, tavuk ızgara ve koladan oluşan akşam yemeği üzerine bir de çay patlatıp gecenin keyfini çıkarıp çadırlarımıza geçtik.
İlk gün Bahadır, Tuncay ve Kerem için Şamandıralı olta ile avlanma üzerine küçük bir eğitim çalışması yapacaktık ama adamlar avcı olunca, sadece e-mail ile tarif ettiğim şekilde yapıp sanki 40 senelik şamandıracı gibi avlanmaya başladılar ve mecburen eğitimi iptal ettik.
İkinci gün sabahı balık yavaşlamıştı. Abdullah-Tuncay ve Muzaffer önceki günün yorgunluğu ile kamp yerinde kalırken, ben Bahadır ve Kerem bota atlayıp balıkların nereye gittiğini araştırmaya başladık. Yakınlarda güzel bir burun bulup oltaları gönderdik. 2 saat avlanıp 1,5 kg civarında 5 adet, biraz daha ufak 2 adet balık yakaladık ve kahvaltı için kamp noktasına döndük.
Kahvaltı sonrası, Abdullah abi 3-4 dakikada bir yakaladığı limit üzeri de olsa küçük sazanları “babanı çağır sen gelme” diye iade ederken, Bahadır ve Kerem aynısını arka koyda yapıyordu. Tuncayla biz 3-5 balıktan sonra biraz da av tutkumuzu tatmin etmiş olmanın rahatlığı ile oltalarla fazla ilgilenmeden sohbet ediyorduk ki, uzak bir noktada bir balık hareketliliği gördüm. Tuncaya “gel büyükçe bir balık tutalım” dediğim anda kendimizi botta bulduk. Hedef noktaya sessizce süzülüp oltalarımızı attık ve beklemeye başladık. Hafif bir yağmurun ilk damlaları arasında benim mantarla uzun süre oynayan bir balık yavaşça misina almaya başladı. Tasmaladığım anda büyük olduğu belli oldu. Tuncay kepçeyi eline alıp güzelce konuşlandı. Son derece senkronize çalışıp balığı yorduk ve kepçeledik. Bunu iade etmeyi düşünmüyorduk ama yanımıza livar almamıştık. Ben de bota atlayıp balığı kamp noktasına götürdüm. Sazan 4 kg üzerine çıktığında çok heybetli görünmeye başlıyor. Bu balık da kamptaki ekip tarafından görülünce herkes çok sevindi. Kerem balığı yakın inceleme altına almak istediğinden kendi livarına koydu.



Tuncay’ın yanına dönerken büyük balığın çekim gücü Muzafferi de beraber götürmeme sebep oldu. O noktada avlanmaya devam ederken Tuncay 2 kg civarı bir balık aldı ve sorgusuz sualsiz iade etti.



Sonrasında yaklaşan akşamla birlikte kampa döndük.
Akşam yemeği ise tam bir resitaldi. Mutfağa Tuncay geçti ve harika bir güveç yaptı bize. Ardından gece şezlongları kıyıya dizip, ışık kirliliğinden etkilenmemiş yıldız dolu bir gökyüzü altında, Bahadırın közde pişirdiği kahveyi yudumlarken küçük bir astronomi ve gökyüzünü tanıma dersi yaptık. O gece gerçekten o ortamdan ayrılıp yatmak zor geldi bizlere.

3.Günün sabahında ise ekipler 2-3 saatliğine 2 ayrı noktada avlandı. Muzaffer, ben ve Abdullah uzakça bir koya geçtik. Altınkayanın en güzel manzaralarından birine sahip olan bu koyda 1 adet 5 kg civarı, bir adet de 3 kg civarı balık aldık. Arada aldığımız 1,5 kg likler yine sayılmayacak kadar çoktu. Onların hepsi suya geri döndü. Sadece birinde ciddi bir ağ yarası bulunduğu için alıkoyduk.

Kahvaltı için toplandığımızda öğleden sonra bir keşif avı yapmaya karar verdik. Kerem ben ve Muzaffer bir yeri yemleyip hazırladık. Daha sonra tüm ekip 2 bot bir tekne ile bu bölgeye avlanmaya gittik. Ancak umduğumuzu bulamadık. Kamp yerine döndüğümüzde ise Abdullahın sudan çıkarmadığı 2 oltanın iğnelerinin kopartıldığını tespit ettik. Bunu ne yapmıştır nasıl olmuştur derken benim o anda attığım oltalardan birine bir aynalı sazan yapıştı. Limit üzeri de olsa küçük diye iade ettik. Derken oltalar peş peşe balık almaya başladı. 30 dakika kadar süren balık furyası, Bahadırla benim akşam yemeği için balık temizlerken yaptığımız gürültüye kurban gitti ve o an itibarı ile kampımız olmasa da avımızı sonlandırmaya karar verdik.
Başıboş bıraktığımız kamp yeri, sessizliğe bürününce balıklar Abdullah’ın oltaları koparmıştı. Böylece av mahallindeki sessizliğin önemi herkes tarafından zaten biliniyor olsa da daha da iyi anlaşılmış oldu.
Balık skorumuz çok iyi idi ve %90 ‘ı iade edildi.. Eh ne de olsak Ankaralı kardeşlerimin deyimi ile “hepimiz Sakaryalıyız”. Kerem ise tam bir yakala bırakçı olduğunu kanıtladı. Zira livarında emanet duran 5 kg lik balığımı Kerem’in kendisi bırakmasa da, Kerem’in livarı bunu alıkoymayı kendine yediremeyip balığı suya iade etti. Bu sebeple kendisini ilk fırsatta bana bir adet 5+ balık tutmak üzere güzel bir avlağa, av sürgününe göndereceğim. Ben balığımı kendim iade ederim kardeşim!


Çok keyifli günler çok çabuk geçti ve son geceyi ertesi gün dönecek olmanın da etkisi ile sohbetle tamamladık. Ertesi sabah da erkenden dönüş yolculuğuna çıktık.
Çok balık avladık ama en iyi sazan avım değildi.
Çok kamp yaptım ama en konforlu kampım da değildi.
Fakat bu seferde adını koyamadığım gizli başka güzellikler vardı.

Tadı damağımızda kalan ve hep hatırlanacak bu güzellikleri yaşamamızı sağlayan, Sevgili Dr.Bahadır, Tuncay, Kerem, Abdullah ve Muzaffer’e sonsuz teşekkürler…

Mehmet AKYÜREK

Tarih: 06/10/2011
 

Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1...
yazının devamını oku »

RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK?
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı...
yazının devamını oku »

KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ?
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız...
yazının devamını oku »

DOSTLARLA AVLANMAK
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c...
yazının devamını oku »

EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU?

Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k...
yazının devamını oku »

Tüm köşe yazıları

İstanbul Ankara İzmir

 

Site içerisinde online olan kullanıcılar (1 kişi)
Kahraman Melek,
tarifler | hakkımızda | iletişim | basından haberler | balık ve kamp malzemesi | trofe | ilk yardım | linkler | rastgele-der ailesi