|
 |
ALTINKAYA RAPORU VE BİR KÖTÜ VE BİR DE İYİ HABER |
Avın yapıldığı şehir : Samsun Altınkaya Barajı
Hava ve suyun durumu : Parçalı bulutlu, 25 C
Avda kalınan süre : 4 gün
Kullanılan ekipman : Mantarlı ve dip takımları
Yakalanan avın tür ve boyutları: Sazan 1-4 Kg. arasında toplam 60 kg. civarında |
|
Merhaba
Bu sene solunar teorisine uyum sağlayalım diyerek 8-12 Temmuz arasında Altınkaya planı yapmıştık. Plan 6 ay önceden yapıldığı için 8 Temmuzun Kandil gecesi olduğunu sonradan farkına vardık. Ancak balıkçı bir hocamız av yolculuğunun kandil gününe gelmesinin dinen sakıncalı olmadığı yönünde fetva verince rahatladık ve Abdullah Muzaffer ve ben arabamızı yükleyip yola çıktık.
Bu seferi bölgede yeni bir keşif için kullanmaya karar vermiştik. Barajın Akçay denilen bölgesine gece vakti inip ciddi bir navigasyon ameliyesi ile uğraşıp zar zor kıyıya indik. Sonradan bu yoldan gündüz gözü ile geri dönerken gece gece geçtiğimiz uçurumları ve tehlikeli yerleri fark edince dudağımız uçukladı zira keşif gecesi direkt baraja giden 200 metrelik uçurumların kenarına basarak dolaşmışız oralarda. Gece vakti ışık tutup suyu görmeye çalıştığımız yerlerin niçin dibi sonsuz karanlık çukurlar gibi olduğunu gündüz görüp anlayınca fenalıklar geçirdik ve gece keşiflerini sonsuza kadar iptal ettik. Ayrıca google earth'de suya sıfır görünen yolların gerçekte de var olduğunu ancak kenarının uçurum olabileceğini de herkesin bilgisi olsun diye anlatmak isterim...
Neyse,
Akçay’da botumuzu şişirip eşyaları doldurup vira bismillah çıktık suya... Küçük kanyondan geçip kaplancık köyü altlarında balık aktivitesi gördüğümüz bir yere kampımızı kurduk.
Geçen seneden beri yüksek olan su seviyesi maalesef fazla rahat kamp alternatifleri sunmuyor. Dik bir yamacın altındaki 6-7 m2 lik yere kampı kurup oltaları suya gönderdik... 2 oltamı suya gönderdikten yaklaşık 5 dk. sonra tam kahvaltı hazırlığı yaparken tripodum oltalarla birlikte suya gidiverdi. Son anda yakalayıp senenin ilk sazanını 4 kg olarak kenara aldım. Derken bir adet 1,5 kg ve birkaç tane de 1 kg.lık sazan kahvaltıyı geciktirmek istercesine olta başından ayrılmama müsaade etmedi. Bu arada Abdullah barajda nadir bulunan güzel bir aynalı alırken Muzaffer de boş durmuyordu. 1,5 kg altında tüm balıklar livara girmeden suya gönderildi. Sadece sayıp rapor amaçlı kg hesapladık. 9 Temmuza gelen ilk gün gece dahil güzel bir av verdi ama önceki gece uykusuz geçtiğinden erken yattık. 10 Temmuz sabahı da aynı bir önceki günün devamı gibi başladı. Anca öğlene doğru balık aktivitesi durdu. Abdullah ve ben kampı genç Muzaffere emanet edip botla keşfe çıktık. Denediğimiz 3 kapıdan birinde 2 kg.lık bir sazan alınca orada biraz oyalandık. Ancak bu balık 12 Temmuz sabahına yani dönüş gününe kadar tuttuğumuz son balıklardan biriydi. 10 Temmuz öğle vakti gelen bu balıktan sonra dönene kadar ciddi balık arayışı turları yapmamıza rağmen sadece 2 balık daha alabildik.
Ancak ilk 36 saatlik avımız keyif anlamında bize fazlası ile yetti. Toplamda 60 kg civarı balık tuttuk ancak bunların limit altı olanları ve bizim limitimiz olan 1,5 kg altında olanlar suya iade edildi.
Tabi bizim için çok keyifli geçen günler maalesef çabucak bitti ve geri dönüş yolculuğuna çıktık. Barajın küçük kanyon bölgesindeki sarp kayalardaki kartal yuvalarını, yakaladığı tavşanı yuvasına götüren erkek kartalın dişi tarafından karşılanışını belgeseller haricinde izleme imkânı bulduk.
Güzel haberlerin ilki uzun süre kalmamıza rağmen kene görmedik. Kamp mekânını ilaçlamamız, kene kovucu sprey ve paçalara taktığımız kâfuru (camphor) buna ne kadar etkendir bilemiyorum ama ilaçsız yerlerde de uzun süre avlandık fakat keneye rastlamadık.
Bu seferde botun tamir kitini yanımıza almanın da çok önemli olduğunu anladık. Zira bir kayaya sert şekilde sürtünen botumuzun altında titanikvari bir yara oluştu. Eğer tamir kitimiz olmasaydı geri dönemezdik veya bir kayıkçıya servet öderdik. Bu sebeple botla balığa giden tüm dostlarıma tamir kitini taşımaya üşenmemeleri konusunda uyarıda bulunmak isterim.
Gelelim kötü habere;
Maalesef bu baraja da israil sazanı gelmiş. Oltalara gelmese dahi ağlardan çıkmaya başlamış. Bu durumda balık tükenmeden buralara kaç kere daha gideriz Allah bilir.
İyi haber ise;
Bu haber konunun merkezindeki ince noktayı iyi algılayabilen arkadaşları da benim kadar sevindirecektir.
2 sene önce dernek yahoogroups'unda bir Altınkaya raporu yazmıştım. Tarihi tam 5 Ağustos 2008. Bu rapordan sonra Altınkaya’da hayalet ağlar ile ilgili bir konu başlamıştı. Tarık abinin göldeki terk edilmiş ağlarla ilgili benden istediği koordinatları ve resimleri göndermiştim. O da güzel bir dilekçeye bunları ekleyip şikâyette bulunmuştu. Dilekçeye eklemesi için kendisine gölde çalışan bir salın kaptanının telefonunu vermiştim. İşte 2009 da görmediğim ancak bu sene gördüğüm o kaptanla karşılaştık. Benim Rastgele der ile bağlantımı bildiği için hemen yanıma geldi. "Abi ya sen benim telefonumu vermişsin buraya bir sürü adam geldi ellerinde resimler yazılar çizimler bir de telefon gibi cihaz vardı. Beni oraya buraya götürüp ağları topladılar" demez mi? Ne kadar sevindim bilemezsiniz.
Özellikle genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Lütfen 5 Ağustos 2008 de benim Altınkaya raporumla başlayan mail silsilesini tekrar okuyun. Bu konuda Tarık abinin çalışmasını aklınıza yazın. Daha sonra Onur, Cem kaptan ve Oral’ın bu dilekçenin işe yarayacağı noktasındaki temennilerini okuyun. O zaman bu işe yarar mı acaba diye ümitsizce çalışıp ümitle beklemiştik.
Ben sal kaptanına bunu sormamıştım. Hatta konuyu unuttuğum bir anda beni barajda bulup bunu aktardı. Anlayalım ki çabalar boşa gitmiyor. Her konuyu yazalım dilekçeyi basalım. Bu işler böyle böyle düzelecek. Çok ücra bir nokta olmasına rağmen Tarık abinin çalışması üzerine bu bölgeye GPS ve verdiğimiz koordinatlarla gidilmiş ve işlem yapılmış. Demek ki şikâyetler boşa gitmiyor.
Polis jandarma koruma kontrol bir şey yapamaz vs gibi olumsuz mesajlar veren arkadaşlarımız (zaman zaman ben dahil) da bunu görüp olumlu tavırlar içine girip çalışmaya eskisinden fazla önem versinler.
İyi haber burada bitmiyor. Kampı toplayıp kıyıya çıkıp arabaya malzeme yüklerken, köylerden birindeki adli bir vaka üzerine oraya gelen Vezirköprü jandarma komutanı yüzbaşı ve timi ile karşılaştık. Tim komutanı bir başçavuş benim livarı eline alıp "vaaay pinter ha" diye diş gıcırdattı. Meselenin aslını komutana aktarınca güzel bir sohbete başladık. Komutan suda intikal için botları olsa burada hiçbir olumsuzluğa müsaade etmeyeceklerini söyleyince bu sene yapacağım 2. seferde botumu kendilerine tahsis edebileceğimi ve isterlerse rehberlik yapabileceğimi bildirdim. Çok sevindi ve bir dahaki seferde buluşmak üzere sözleştik. Artık benim orada olduğum gün yasak bir şey yapan oldu mu vay haline diyorum. 30 senedir bu işin içindeyim kimse bana yasak bir şeyi yutturamaz. Keyifle denetime çıkan jandarmaya rehberlik edeceğim.
Bu seferde güzel bir av, keyifli bir kamp yapıp kazasız belasız döndük ama son gün duyduklarım ve gördüklerim beni avdan fazla sevindirdi. Bundan sonra hepimiz gördüğümüz sorunları yeri ile fotoğrafı ile belgeleyip sağlam dilekçelerle üzerine gidelim. Tekrar söylüyorum ki eğer adamlar oralara gidip dilekçemizi değerlendirdi ise her yere giderler...
Mehmet AKYÜREK - 13 Temmuz 2010 |
 |
|
|
|
 |
|
Daha önce ilan edildiği üzere, 11 Şubat 2023 tarihinde yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile 1... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
RASTGELE-DER'İN KURULDUĞU 2002 YILINDAN BU YANA AMATÖR BALIKÇILIK İLE İLGİLİ MEVZUATTA NELERİN DEĞİŞİMİNİ, GELİŞİMİNİ SAĞLAYABİLDİK? |
Bilindiği üzere Derneğimiz RASTGELE-DER'in Tüzüğünün amaç maddesinde yer alan "amatör balık avcılığı... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
KENE Mİ TEHLİKELİ, YOKSA ÇENE Mİ? |
Her sene bir kere, nadiren iki kere fırsat bulduğumuz bir maceramız var. Bu macera 3-4 günlüğüne Kız... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
DOSTLARLA AVLANMAK |
Dostluk kavramı herkes gibi benim için de çok değerli bir kavramdır. Bu zamanda dost bulmak tabiri c... |
yazının devamını oku » |
 |
 |
EŞİM NASIL BALIKÇI OLDU? |
Çoğu erkek eşi balık avına çıkmadığı için bu güzel zevkten mahrum kalıyor.Ben bu k... |
yazının devamını oku » |
 |
|